BEŞ VAKİT NAMAZ VE SÜNNETLERİ:

Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin Mîracında Mü’minlere, elli vakit namaz farz oldu. Sonradan Allah’u Teâlâ’nın hikmeti ile beş vakte indi. Beş vakit namazın on yedi rek’atı farz, üç rek’atı vâcip, yirmi rek’atı sünnet olmak üzere toplam kırk rek’attır. Sabah namazının farzından önce, öğle, akşam ve yatsı namazlarının farzından sonra kılınan iki rek’at, öğle namazının farzından önce ve Cuma namazının farzından sonra kılınan dört rek’at ve Cuma namazının farzından önce kılınan dört rek’at sünnet-i müekkede’dir. Sabah namazının sünneti, ittifakla bütün sünnetlerden kuvvetlidir. Zîrâ Hz. Âişe Radiyallâhu anhâ’dan nakledilen Hadis-i Şerif’te şöyle buyrulmuştur:

مَا رَأَيْتُ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي شَيْءٍ مِنْ النَّوَافِلِ أَسْرَعَ مِنْهُ إِلَى الرَّكْعَتَيْنِ قَبْلَ الْفَجْرِ (م عن عائشة)

″Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’i nâfilelerden hiçbir namaz hakkında sabah namazından evvelki iki rek’atta olduğu kadar sürekli görmedim.″[1]

Bundan sonra, hangisinin kuvvetli olduğunda ihtilaf vardır. Halvâni Rahimehullah: ″Akşam namazının sünnetidir. Çünkü Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem, seferî ve mukim iken bırakmamışlardır″ demiştir. Bundan sonra ittifakla öğlen namazından sonra kılınan iki rek’attır. Bundan sonra yatsıdan sonra kılınan iki rek’attır. Bundan sonra, öğleden önce kılınan dört rek’attır. Bundan sonra, ikindiden önce kılınan dört rek’at, sünnet-i gayr-i müekkede’dir. Bundan sonra, yatsıdan önce kılınan dört rek’at, sünnet-i gayr-i müekkede’dir. Bâzıları sabah namazının sünnetinden sonra, öğle namazının farzından önce kılınan dört rek’at sünnet, diğer sünnetlerden daha kuvvetlidir. Çünkü öğleden önce olan sünneti kılmayan kimse tehdid olunmuştur. Bu hususta Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ تَرَكَ أَرْبَعًا قَبْلَ الظُّهْرِ لَمْ تَنَلْهُ شَفَاعَتِي.

″Her kim öğle namazının farzından önce dört rek’at sünneti kılmazsa, o şefaatime nâil olmaz.″[2]

Beş vakit namazlardaki müekked olan sünnetler hakkında Hz. Âişe annemizden şu Hadis-i Şerif nakledilmiştir:

مَنْ ثَابَرَ عَلَى ثِنْتَيْ عَشْرَةَ رَكْعَةً مِنْ السُّنَّةِ بَنَى اللّٰهُ لَهُ بَيْتًا فِي الْجَنَّةِ أَرْبَعِ رَكَعَاتٍ قَبْلَ الظُّهْرِ وَرَكْعَتَيْنِ بَعْدَهَا وَرَكْعَتَيْنِ بَعْدَ الْمَغْرِبِ وَرَكْعَتَيْنِ بَعْدَ الْعِشَاءِ وَرَكْعَتَيْنِ قَبْلَ الْفَجْرِ. (ت ه عن عائشة)

″Her kim bir gün ve gecede on iki rek’at namaz kılarsa, onun için Cennette bir ev bina edilir. Bunlar: Öğle namazından önce dört rek’at, Öğle namazından sonra iki rek’at, akşam namazından sonra iki rek’at, yatsı namazından sonra iki rek’at, sabah namazından önce iki rek’at.″[3]

Cuma namazının farzından sonra kılınan dört rek’at sünnet hakkında da Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ كَانَ مِنْكُمْ مُصَلِّيًا بَعْدَ الْجُمُعَةِ فَلِيُصَلِّ أَرْبَعًا (م عن أبى هريرة)

″Sizden biriniz Cuma’nın farzını kıldığı zaman, ondan sonra dört rek’at daha kılsın.″[4]

Cuma namazının ilk sünneti hakkında da İbn-i Abbas Radiyallâhu anhumâ’dan şu Hadis-i Şerif nakledilmiştir:

كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَرْكَعُ قَبْلَ الْجُمُعَةِ أَرْبَعًا لَا يَفْصِلُ فِي شَيْءٍ مِنْهُنَّ (ه عن ابن عباس)

″Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem, Cuma’nın farzından önce dört rek’at namaz kılardı. Bu dört rek’atın arasında selâm vermezdi.″[5]

İkindi namazının sünneti hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

لَا يَزَالُ الْمُصَلُّونَ مِنْ أُمَّتِي قَبْلَ الْعَصْرِ أَرْبَعًا حَتَّى يَغْفِرَ اللّٰهُ لَهُمْ مَغْفِرَةً حَتْمًا. (أبو الشيخ عن ابن عمر)

″Ümmetimden ikindinin farzından evvel dört rek’at namaz kılanlara mutlaka Allah’u Teâlâ mağfiret eder.″[6]

Akşam namazının sünneti hakkında İbn-i Abbas Radiyallâhu anhumâ’dan şu Hadis-i Şerif nakledilmiştir:

كَانَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُطِيلُ الْقِرَاءَةَ فِي الرَّكْعَتَيْنِ بَعْدَ الْمَغْرِبِ حَتَّى يَتَفَرَّقَ أَهْلُ الْمَسْجِدِ (د عن ابن عباس)

″Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem, akşam namazından sonra iki rek’atlık sünnette kıraatı cemaat mescitten dağılıncaya kadar uzatırdı.″[7]

Ayrıca akşam namazı hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

اِذَا وُضِعَ الْعَشَاءُ وَأُقِيمَتِ الصَّلَاةُ، فَابْدَءُوا بِالْعَشَاءِ. قَالَ فَتَعَشَّى ابْنُ عُمَرَ لَيْلَةً وَهُوَ يَسْمَعُ الْإِقَامَةَ (ه عن ابن عمر)

″Akşam yemeği konulduğu ve namaz için ikâmet edildiği zaman siz önce yemek yiyin.″ Râvi demiştir ki: Bu emre binâen bir akşam İbn-i Ömer Radiyallâhu anhumâ ikâmet sesini işittiği halde, (namaza durmayıp önce) akşam yemeğini yedi.[8] Yani sofra kurulduğu zaman cemaatle namaz kılınıyorsa dahi, yemek hazır olduğu için siz önce yemeğinizi yiyin, sonra namazınızı kılın demektir.

Yatsı namazının ilk sünneti hakkında da Hz. Âişe Radiyallâhu anhâ’dan şu Hadis-i Şerif nakledilmiştir:

أَنَّهُ عَلَيْهِ الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ كَانَ يُصَلِّي قَبْلَ الْعِشَاءِ أَرْبَعًا ثُمَّ يُصَلِّي بَعْدَهَا أَرْبَعًا ثُمَّ يَضْطَجِعُ (عن عائشة)

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem, yatsının farzından önce dört rek’at namaz kılar, farzından sonra da dört rek’at namaz kılar, sonra yatardı.″[9] Peygamber Efendimiz, vitir namazını, teheccüd namazını kıldıktan sonra kılardı. Vitir namazı yatsı namazından sonra kılınır. Fakat bir kimse uyanacağına emin ise vitir namazını gecenin sonunda kılması efdaldir.

Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem’in yatsıdan sonra kıldığı dört rek’atın ikisi sünnet-i müekkede, ikisi nâfiledir. Evvelki dört rek’at ve farzdan sonraki iki rek’at üzerine ilave olunan iki rek’atı terk olunmakla kötülük yapmış olunulmaz. Ancak sünnet-i müekkede olan iki rek’atı terk etmek günahtır.[10] Yatsının farzından sonra iki rek’at sünnet-i müekkede’yi kıldıktan sonra dörde tamamlamak isteyen kimse, tekrar nâfile niyetine tekbir alıp iki rek’at daha kılmalıdır. Aynı durum öğle namazının son sünneti içinde geçerlidir. Zîrâ bu hususta da Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ صَلَّى قَبْلَ الظُّهْرِ أَرْبَعًا وَبَعْدَهَا أَرْبَعًا حَرَّمَهُ اللّٰهُ عَلَى النَّارِ (ه عن أم حبيبة)

″Her kim öğle namazının farzından önce dört ve öğle namazının farzından sonra dört rek’at kılarsa, Allah’u Teâlâ onu Cehennem ateşine haram eder.″[11]

İkindi ve yatsı namazının ilk dört rek’at sünnetleri sünnet-i gayr-i müekkededir, yani Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem’in bâzı sebeplerden dolayı terk ettiği sünnetlerdir. İnsanların zaman zaman yorgunluk ve hasta olduğu durumlarda ikindinin sünneti ve yatsı namazının ilk dört rek’at sünnetini terk etmesinde bir sakınca yoktur. Ama diğer müekked sünnetleri kesinlikle terk etmemeleri lâzımdır. Çünkü bu namazları Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem devamlı olarak kılmıştır.

Sünnetleri terk edenler hakkında Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ تَرَكَ سُنَّتِى فَهُوَ عِنْدَ اللّٰهِ مِنَ الْخَاسِرِينَ.

″Sünnetimi terk eden kimse Allah katında hüsrâna uğrayanlardan olur.″[12]


[1] Sahih-i Müslim, Salât’ül-Müsâfirîn 14 (95).

[2] Mültekâ Tercümesi, Mevkûfât, c. 1, s. 94; el-İnâye Şerh’ül-Hidâye, c. 2, s. 194.

[3] Sünen-i Tirmizî, Salât 304; Sünen-i İbn-i Mâce, İkâmeti’üs-Salât 100.

[4] Sahih-i Müslim, Cuma 18 (67).

[5] Sünen-i İbn-i Mâce, İkâmeti’üs-Salât 94; Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 554/11.

[6] Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 487/10; Sünen-i Ebû Dâvûd, Salât’ut-Tatavvu 8; Sünen-i Tirmizî, Salat 316; Sünen-i İbn-i Mâce, İkâme’tüs-Salât 109.

[7] Sünen-i Ebû Dâvud, Nâfile Namazlar 15.

[8] Sünen-i İbn-i Mâce, İkâmet’üs-Salât 34.

[9] el-Bahr’ur-Rakâik Şerh-i Kenz’üd-Dekâik, c. 4, s. 247; İslam Fıkhı Ansiklopedisi, c. 2, s. 176.

[10] Mültekâ Tercümesi, Mevkûfât, c. 1, s. 94.

[11] Sünen-i İbn-i Mâce, İkâme’tüs-Salât 108.

[12] Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 71. Ayrıca bakınız: Sünen-i Tirmizî, Kader 17; Sünen-i Dârimî, Mukaddime 22, 16.