KÂFİRÛN SÛRESİ

Bu sûre 6 âyettir. Mekke döneminde nâzil olmuştur. Kâfirlere bir ihtar olduğu için, ″Kâfirûn Sûresi″ denilmiştir.

Bu sûre hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَرَأَ إِذَا زُلْزِلَتْ عُدِلَتْ لَهُ بِنِصْفِ الْقُرْآنِ وَمَنْ قَرَأَقُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَعُدِلَتْ لَهُ بِرُبْعِ الْقُرْآنِ وَمَنْ قَرَأَقُلْ هُوَ اللّٰهُ أَحَدٌعُدِلَتْ لَهُ بِثُلُثِ الْقُرْآنِ (ت عن انس بن مالك)

″Her kim Zilzal Sûresi’ni okursa, bu onun için Kur’ân’ın yarısına denk gelir. Kim de Kâfirûn Sûresi’ni okursa, bu onun için Kur’ân’ın dörtte birine denk gelir. Kim de İhlas Sûresi’ni okursa, bu da onun için Kur’ân’ın üçte birine denk gelir.″[1]

İbn-i Ömer Radiyallâhu anhumâ da şöyle anlatmaktadır:

مَقْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَرْبَعًا وَعِشْرِينَ مَرَّةً أَوْ خَمْسًا وَعِشْرِينَ مَرَّةً يَقْرَأُ فِي الرَّكْعَتَيْنِ قَبْلَ الْفَجْرِ وَبَعْدَ الْمَغْرِبِ قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ وَقُلْ هُوَ اللّٰهُ أَحَدٌ (حم ن عن ابن عمر)

Ben, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’i yirmi dört veya yirmi beş kere gözetledim. O sabah namazının farzından önce kılınan iki rek’at sünnette ve akşam namazının farzından sonra kılınan iki rek’at sünnette; (birinci rek’atta) Kâfirûn Sûresi’ni ve (ikinci rek’atta) İhlas Sûresi’ni okuyordu.[2]

Câbir Radiyallâhu anhu da şöyle buyurmuştur:

أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَرَأَ فِي رَكْعَتَيْ الطَّوَافِ بِسُورَتَيْ الْإِخْلَاصِ قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ وَقُلْ هُوَ اللّٰهُ أَحَدٌ (ت عن جابر بن عبد اللّٰه)

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem iki rek’at olan tavaf namazında (birinci rek’atta) Kâfirun Sûresi’ni ve (ikinci rek’atta) İhlas Sûresi’ni okurdu.[3]


[1] Sünen-i Tirmizî, Fedâil’ul-Kur’ân 10.

[2] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 5440, 5483; Sünen-i Nesâî, İftitah 67.

[3] Sünen-i Tirmizî, Hac 43.


﴿ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Bismillâhirrahmânirrahîm.

﴿ قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْكَافِرُونَۙ ﴿١﴾ لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ ﴿٢﴾ وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ ﴿٣﴾ وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ ﴿٤﴾ وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۜ ﴿٥﴾ لَكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ ﴿٦﴾

1-6. Ey Resûlüm! De ki: Ey kâfirler!* Ben sizin ibâdet ettiğinize ibâdet etmem.* Siz de benim ibâdet ettiğime ibâdet edecek değilsiniz.* Ve ben sizin ibâdet ettiğinize ibâdet edecek değilim.* Siz de benim ibâdet ettiğime ibâdet edecek değilsiniz.* Sizin dîniniz size, benim dînim de banadır.

İzah: Mekke müşrikleri, Resûlullah Sallalâhu aleyhi ve sellem’e kendi ilâhlarına ibâdet etmeye çağırmış ve: ″Sen bizim ilâhlarımıza ibadet edersen biz de seninle birlikte senin ilâhına ibâdet ederiz″ demişlerdi. İşte bunun üzerine bu sûre nâzil olmuştur.