MÂİDE SÛRESİ

﴿ وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُٓوا اَيْدِيَهُمَا جَزَٓاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالًا مِنَ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ ﴿٣٨﴾

38. Hırsızlık yapan erkek ve kadının, bu fiillerine karşılık ve Allah’tan bir cezâ olarak (sağ) ellerini kesin. Allah’u Teâlâ her şeye gâliptir, hüküm ve hikmet sahibidir.

İzah: Âyet-i Kerîme’de zikredilen bu hükmün uygulanması için bâzı şartların yerine gelmesi gerekir.

Hanefilerin temel kaynaklarından olan ″Mevkûfat″ adlı kitapta, bu hususta yazılan fetvâlar özetle şöyledir:[1]

Şeriatta hırsızlık: Mükellef, yani akıllı ve büluğ çağına erişen, (ayrıca konuşan ve gören) bir kimsenin kendisine ait olmadığı hususunda şüphe olmayan ve değeri de on dirhem miktarı gümüşten[2] fazla olan her türlü malı bulunduğu yerden gizlice almaktır.

En az on dirhemin ölçü alınması da, İbn-i Abbas Radiyallâhu anhumâ‘dan nakledilen şu Hadis-i Şerif’ten dolayıdır:

قَطَعَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَدَ رَجُلٍ فِي مِجَنٍّ قِيمَتُهُ دِينَارٌ أَوْ عَشَرَةُ دَرَاهِمَ (د عن ابن عباس)

″Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem, bir adamın elini, bir dinar veya on dirhem değerinde olan bir kalkan çaldığı için kesti.″[3]

Hırsızlık olayı, adâletli en az iki mükellef erkeğin hırsızlık hakkında yapacakları şâhitlikleriyle sâbit olur. Bir erkek ile iki kadının şâhitlikleriyle sâbit olmaz. Zîrâ had cezâlarında[4] kadınların şâhitlikleri makbul değildir.

Hırsızlık yapan kişi, çaldığı bir şeyi kabul edip itiraf ederse veya çaldığına dair iki mükellef erkek şâhitlik ederse, hâkim şâhitlerden hırsızlığın mahiyetini soruşturur. Bunun sonucunda hiçbir şüphe kalmadan, o malın o şahıs tarafından çalındığına kanaat getirirse, bu sefer hâkim şâhitlerin güvenilir ve adâletli olup olmadığını araştırır. Eğer şâhitler de güvenilir ise, o zaman hırsızın sağ eli bileğinden kesilir.

Kıymeti on dirhemden az olan mallar için el kesme cezâsı uygu-lanmaz. Bu hususta Hz. Âişe Radiyallâhu anhâ:

لَمْ يَكُنْ يُقْطَعُ عَلَى عَهْدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي الشَّيْءِ التَّافِهِ (ابن ابى شيبة عن عائشة)

″Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem zamanında değersiz şeyler için el kesil­mezdi″[5] demiştir.


[1] Mültekâ Tercümei, Mevkûfât, c. 1, s. 334.

[2] Bir dirhem: 3.207 gr’dır.

[3] Sünen-i Ebû Dâvud, Hudûd 11.

[4] Had: Allah’u Teâlâ’nın hakkı olmak üzere yerine getirilmesi gereken, ölçüsü belirlenmiş cezâdır. Hadler altı çeşiddir: 1. Zinâ haddi. 2. İçki haddi. 3. Sarhoşluk haddi. 4. Kazf (zinâ iftirası) haddi. 5. Hırsızlık haddi. 6. Yol kesme haddi. (Bakınz: Mültekâ Tercümei, Mevkûfât, c. 1, s. 322)

[5] Musannef-i İbn-i Ebi Şeybe, Hadis No: 27548; Ayrıca İbn-i Ebi Şeybe metninde: ″Kalkanın değerinden az olan şeyler için el kesilmez­di″ ziyâdesini de kaydetmiştir.