NEML SÛRESİ

﴿ فَلَمَّا جَٓاءَتْهُمْ اٰيَاتُنَا مُبْصِرَةً قَالُوا هٰذَا سِحْرٌ مُب۪ينٌۚ ﴿١٣﴾ وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَٓا اَنْفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّاۜ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِد۪ينَ۟ ﴿١٤﴾

13-14. Apaçık mûcizelerimiz, Firavun ile kavmine geldiği vakit, ″Bu, apaçık bir sihirdir″ dediler.* Mûcizelerin Allah tarafından olduğunu kesin olarak bildikleri halde, sırf zulümleri ve kibirleri yüzünden o mûcizeleri inkâr ettiler. Ey Resûlüm! Bak, fesatçıların âkıbeti nasıl oldu?

İzah: Mûsâ Aleyhisselâm’ın Firavun ile olan mücâdelesi hakkında daha geniş bilgi için Sûre-i A’râf, Âyet 103-141 ve izahlarına bakınız.