KÖLENİN TİCARET YAPMASINA İZİN VERİLMESİ (ME’ZUN):

″Me’zun″ lügatta; izin kelimesinden türetilmiş olup, salıverme anlamındadır. Fıkhî terim olarak da; bir kölenin, kölelik sebebiyle ticaretten menedilmesini kaldırmak; efendisinin hakkı için tasarruftan menedilmiş olan hakkını tekrar köleye vermekten ibârettir.

Ticaret yapması için bir köleye izin verildikten sonra, ticarete ehil olması sebebiyle tasarruf eder, bir şey satın alıp, satın aldığı şeyin parasını vermediğinde o şeyin parasını efendisinin vermesi lâzım olmayıp, kölenin vermesi lâzım olur. Bir köleye ticaret için izin verildiğinde, bu izin belirli bir zamanla tayin edilmez, hattâ bir efendi kölesine, bir gün ticaret yapması için izin verdiğinde, onu ticaretten menedinceye kadar devamlı izin vermiş hükmünde olur ve kölesine vermiş olduğu izin ticaret çeşitlerinden bir çeşit ile de tahsis edilmez. Efendi ticaret çeşitlerinden bir çeşitte ticaret yapması için izin verse, ticaretin diğer çeşitleri için de izin vermiş olur.

Efendi, kölesini alışveriş yaparken görüp sükut etse, gerek bu alışverişi efendi için, gerek başkası için yapsın, gerek efendisinin emriyle, gerek emirsiz yapsın, aynı şekilde bu alışveriş gerek sahih, gerek fasit olsun, bu suretlerde kölesine ticaret için izin vermiş olur. Genel olarak izin verilmiş kölenin, alışveriş yapması câiz ve sahihtir. Ama belirli bir şeyi alması yahut yiyecek yahut giyecek bir şeyi alması için izin verilmiş kölenin, alışveriş yapması da câiz değildir.

Ticaret için izin verilmiş bir kölenin alışverişe vakit tayin etmesi, ″Alışverişte selem″[1] vermesi ve selem kabul etmesi, rehin verip, rehini kabul etmesi, ziraat yapmak için tohum satın alması, bir kimseyle ″İnân ortaklığı″[2] kurması, kirâlaması, kirâya vermesi, ″Mudârebe ortaklığı″[3] kurup elinde bulunan sermayeyi çalıştıracak adama teslim etmesi, kârı kendisine ait olmak üzere elindeki sermayeyi teberruan (bağış olarak) çalıştıracak kimseye teslim etmesi, elinde bulunan mallardan ″Âriyet (ödünç)″ yoluyla vermesi, zimmetinde olan borcu, yanında olan emâneti de gasbettiği şeyi ikrar etmesi câiz ve sahihtir. Çünkü bu sayılan şeylerin hepsi tâcirlerin birbirlerine alıp verdikleri ve muâmele yaptıkları ticaret çeşitlerindendir.

Ticaret için izin verilmiş köle, tâcirlerin aldanamayacağı bir fiyatla elindeki malı satsa veya satın alsa, İmam-ı Âzam’a göre; câizdir. İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed’e göre; câiz değildir.

Ticaret yapmasına izin verilmiş köle için alışveriş yaptığı kimseleri dâvet edip yemek yedirmesi, sattığı bir malın kusurlu olup fiyatından indirmesi, kendi malında ticaret yapması için arkadaşına izin vermesi câizdir. Çünkü bunlar, tâcirlerin âdetlerindendir. Ama evlenmesi yahut ticaret için satın aldığı kölesini yahut ticaret için satın aldığı câriyesini evlendirmesi câiz değildir. Zîrâ bu evlenme, evlendirme işi ticaretten değildir. İmam Ebû Yusuf’a göre; ticaret için satın aldığı kölesini evlendiremez. Fakat ticaret için satın aldığı câriyeyi evlendirebilir. Satın aldığı köleyi kitâbete kesmesi, mal karşılığında olsa bile âzat etmesi, elinde bulunan maldan ödünç vermesi, karşılıklı olsa bile hibe etmesi, az bir şey dışında hediye vermesi câiz değildir. Ticaretten men edilmiş kölenin yiyecekten az bir şey olsa bile hediye vermesi câiz değildir. İmam Ebû Yusuf’tan; ″Efendi, kölesine bir günlük yiyeceğini verse, köle de bâzı arkadaşlarını çağırıp beraber yeseler, bunda bir sakınca yoktur. Ama efendi, kölesine bir aylık yiyeceğini verip kölesi de bâzı arkadaşlarını çağırıp beraber yeseler, bu doğru değildir. Çünkü bundan efendisi ezâ duyar″ diye rivâyet edilmiştir.

Ticarete izin verilmiş bir köle, ticaretten menedilse, menedildiğini çarşı esnafının çoğu bilmedikçe, ticaretten menedilmiş olmaz.

Ticaret yapması için izin verilmiş bir câriyenin efendisi, o câriyeyi ümmü veled edinse, ticaretten menedilmiş olur. Ama bu câriyeyi, efendisi müdebber kılsa, ticaretten menedilmez.

Ticaret için izin verilmiş köle, elinde bulunan bir ticaret malını kıymetiyle efendisine satması sahihtir, ama kıymetinden aşağı fiyatla satarsa sahih değildir. Efendisinin de, böyle ticaret için izin vermiş olduğu kölesine bir ticaret malını kıymetiyle satması câizdir, kıymetinden fazla satarsa câiz değildir. Zîrâ efendi, ticaret için izin vermiş olduğu kölesinin kazancı hakkında yabancıdır, bu hüküm İmam-ı Âzam’a göredir. Eğer efendi ticaret için izin vermiş olduğu kölesine, bir ticaret malını kıymet değerinden fazla fiyatla satarsa; ya bu ziyâde olan miktarı indirir ya da alışverişi bozar.


[1] Bey’i Selem (alışverişte selem): Para peşin, satılan mal veresiye demektir.

[2] İnân ortaklığı: İki ve daha çok kişinin sermaye koyarak ticaret yapmak ve elde edilecek kârı aralarında paylaşmak üzere ortaklık kurmasıdır.

[3] Mudârebe ortaklığı: Bir tarafın sermaye koyması, diğer tarafın işletmeyi üstlenmesiyle kurulan kâr paylaşımı esasına dayalıortaklıktır.