Kölenin Bir Kısmının Âzat Edilmesi:

Bir kimse, köle veya câriyesine; ″Senin yarın hürdür″ yahut ″Üçte birin hürdür″ dese, İmam-ı Âzam’a göre; yarısı yahut üçte biri âzat olur, köle veya câriye kalan kısmın âzadı için çalışır. Yani diğer kısmı mükâtep gibi geçici olarak köleliği devam eder. Âzat eden kimse, dilerse bu kölenin diğer kısmını da âzad eder. Dilerse bu kısmı hakkında kitâbette veya tedbîrde bulunur yahut dilerse bu kısmın kıymetini almak için, bu köleyi kazanç sahasına sevkeder. Köle de kitâbet bedelini veya kalan kısmına ait olan kıymetini kazanıp, bir kısmını âzat eden efendisine verince tamamen hürriyetine kavuşmuş olur. Fakat köle olarak bırakılamaz. Çünkü bir kısmında hürriyet sâbit olan bir insandan mülkiyet yoluyla faydalanmak câiz olmaz. Efendi o kölenin değil, malî değerinin mâlikidir. Bu bir kısmı âzat edilen köle bütün hallerde, kitâbete kesilmiş köle gibidir. Ancak bu bir kısmı âzat edilen köle, çalışarak kalan kısmının kıymetini ödemekten âciz olsa bile tekrar köleliğe döndürülemez. Ama mükâteb, kitâbet bedelini ödemekte âciz olduğunda tekrar köleliğe döndürülebilir. Çünkü kitâbet, bir akit yani alışveriş anlaşmasıdır. Bundan dolayı, bozulması câizdir. Âzat etmek ise, efendinin kendi hakkını düşürüp kölesini hürriyetine kavuşturmaktan ibâret olduğu için, bunu bozmak mümkün değildir. İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed’e göre; âzat etmek bölünmeyi kabul etmez; âzat eden gerek zengin olsun, gerek fakir olsun. Bir kısmı âzat edilen köle veya câriye tamâmen âzat olur. Kölenin değerini ödemesi için çalışması söz konusu değildir.[1]

Ortaklardan birisi köledeki payını özgür kılınca diğer ortağın köledeki payını satma, hibe etme ve mehir olarak verme hakkı kalmaz. Çünkü köle artık mükâteb gibi olmuştur.

Bir köleye ortak olan iki kimseden birisi; kendi hissesini âzat etse, köle o hisse nisbetinde âzat olmuş olur. Bu vaziyette diğer ortağı bir kısmı âzat olmuş olan köle hakkında serbesttir. Dilerse, o da kendi hissesini âzat eder, dilerse hissesi nisbetinde tedbirde bulunur, dilerse bu hisseyi kitâbete keser veyahut hissesinin kıymetini elde etmek için köleyi kazanç sahasına sevkeder.

İki kimse bir köleye mâlik olup, herbirisi ortağına; ″Sen hisseni âzat ettin″ diye şehâdet etse, İmam-ı Âzam’a göre; köle çalışarak ikisine de kıymetini öder. Velâ hakkı ikisinindir. Kölenin efendileri zengin olsunlar, fakir olsunlar veya biri zengin, diğeri fakir olsun aynıdır.


[1] Bu konunun hadis delilleri için bakınız: Mebsut Tercümesi, c. 7, s. 162-164.