Şeriatta hayvan boğazlanırken kesilecek yeri, boğazın çeneye yakın yeri ile göğüse bitişen yerin arasında kalan kısımdır. Yani boğazın gerek çeneye yakın yerinden, gerek ortasından, gerek göğse bitişen yerinden kesilmesi câizdir. Câmiu’s-Sağîr’de; ″Boğazın hepsi kesilme yeridir; herhangi bir yerinden kesilmesinde bir sakınca yoktur″ diye zikredilmiştir. Bu konuda Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem bir Hadis-i Şerif’inde de:
الذَّكَاةُ مَا بَيْنَ اللَّبَّةِ وَاللَّحْيَيْنِ.
″Hayvanı boğazlama, iki çene kemiği ile göğüs arasında olur″[1] diye buyurmuştur.
″Nahr″; bir hayvanı keserken gövdeye yakın yerinden kesmektir. Bu da sâdece deve için geçerlidir. ″Zebh″ ise, bir hayvanı çeneye yakın yerden kesmektir. Bu kesim, devenin hâricindeki bütün hayvanlar için geçerlidir. Bu şekilde kesim yapılması sünnettir. Bu zikrolunan sûretin aksini yapmak, yani deveyi çeneye yakın yerden boğazlayıp, sığır ile koyunu göğse yakın yerden kesmek mekruhtur, fakat etleri helaldir. Çünkü belirli yerden, akması gereken kan akıtılmıştır.
[1] Hidâye Tercümesi, c. 4, s. 99. Bu hadis, Ebû Hureyre Radiyallâhu anhu’dan da şöyle nakledilmiştir:
″Bedil b. Verka el-Huzai, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’in emriyle, bir deveye binmişti ve Mina’nın sokaklarında dolaşarak, ″Ey halk beni dinleyin! Kesim ancak çene ile göğüs arasında olur″ diye bağırıyordu. (Sünen-i Dârekutnî, Eşribe 3, Hadis No: 4817)