KURBAN

Hacda kesilen kurbana ″Hedy″, hacca gitmeyenlerin kestikleri kurbana da ″Udhiyye″ denir. Udhiyye lügatta; kuşluk vakti kesilen hayvanın adıdır. Fıkhî bir kavram olarak da; Kurban bayramı günlerinde Allah’u Teâlâ’ya yaklaşmak için kurban niyetiyle kesilen belirli hayvan mânâsında kullanılmıştır.

Allah’u Teâlâ Sûre-i Hacc, Âyet 37’de şöyle buyurmaktadır:

″Kurbanların etleri ve kanları Allah’a ulaşmaz. Lâkin takvânız Allah’a ulaşır. Doğru yolunu size gösterdiğinden dolayı Allah’u Teâlâ’yı tekbir ve tâzim etmeniz için, onları işte böyle sizin hizmetinize verdi. Ey Resûlüm! Muhsin kullarımı müjdele.″

Kurban hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem de Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

مَا عَمِلَ آدَمِيٌّ مِنْ عَمَلٍ يَوْمَ النَّحْرِ أَحَبَّ إِلَى اللّٰهِ مِنْ إِهْرَاقِ الدَّمِ إِنَّهَا لَتَأْتِي يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِقُرُونِهَا وَأَشْعَارِهَا وَأَظْلَافِهَا وَأَنَّ الدَّمَ لَيَقَعُ مِنَ اللّٰهِ بِمَكَانٍ قَبْلَ أَنْ يَقَعَ مِنَ الْأَرْضِ فَطِيبُوا بِهَا نَفْسًا (ت ه عن عائشة)

″Âdemoğlu, kurban kesme günü Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, mahşer günü boynuzları kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında yüce bir mevkiiye kavuşur. Öyleyse kurbanları gönül hoşnutluğu ile kesin.″[1]

مَا أُنْفِقَتُ الْوَرِقُ فِي شَيْءٍ أَحَبَّ إِلَى اللّٰهِ مِنْ نَحيرٍ يُنْحَرُ فِي يَوْمِ عِيدٍ (طب هب عد ق عن ابن عباس)

″Kurban bayramında kurbana harcanan paradan Allah’a daha sevgili gelen bir para yoktur.″[2]

Allah’u Teâlâ Sûre-i Kevser, Âyet 2’de: ″O halde, Rabbin için namaz kıl ve kurban kes″ diye buyurmaktadır. Bu âyetteki kastedilen mânâ Kurban bayramı namazı ve kurbandır. Bu sebeple Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem her yıl kurban keserdi. Bu hususta Ebû Hüreyre Radiyallâhu anhu’dan şu Hadis-i Şerif nakledilmiştir:

أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ اِذَا أَرَادَ أَنْ يُضَحِّيَ اشْتَرَى كَبْشَيْنِ عَظِيمَيْنِ سَمِينَيْنِ أَقْرَنَيْنِ أَمْلَحَيْنِ مَوْجُوءَيْنِ فَذَبَحَ أَحَدَهُمَا عَنْ أُمَّتِهِ لِمَنْ شَهِدَ لِلّٰهِ بِالتَّوْحِيدِ وَشَهِدَ لَهُ بِالْبَلَاغِ وَذَبَحَ الْآخَرَ عَنْ مُحَمَّدٍ وَعَنْ آلِ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. (حم عن ابى هريرة)

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem kurban kesmek istediğinde, iki tane iri, besili, boynuzlu, alacalı ve hadımlaştırılmış koç alırdı. Bunlardan birisini Allah’ın birliğine ve kendisinin Peygamberliğine şehâdet eden ümmeti adına keser, diğerini de Muhammed ve Âl-i Muhammed Sallallâhu aleyhi ve sellem adına keserdi.[3]


[1] Sünen-i Tirmizî, Edâha 1; Sünen-i İbn-i Mâce, Edâha 3.

[2] Taberânî, Mu’cem’ul-Kebir, Hadis No: 10735; Beyhakî, Şuab’ul-Îman, Hadis No: 7084; Râmûz’ul-Ehâdîs, s 372/11.

[3] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 14491; Kütüb-i Sitte, Hadis No: 6925. Yine benzeri için bakınız: İmam-ı Âzam Ebû Hanife Rahimehullah, Müsned, Hadis No: 406/17.