İtikâf ile İlgili Bâzı Hükümler:

- İtikâfa başlamakla, itikâf vâcip olur. Bir kimse itikâfa başlayıp, bir gün tam olmadan itikâftan çıksa, o günün kazâsı lâzımdır. Zîrâ başladığı itikâf kendisine lâzım olmuş olur. İmam Muhammed’e göre ise; kazâsı lâzım değildir. Zîrâ ona göre, itikâfın en az zamanı bir saattir. Bu ise yerine gelmiştir. İtikâftan çıkmakla, o günün kazâsı lâzım gelmez.

- Bir kimse; ″Aralıksız şu kadar gün itikâf edeceğim″ diye adakta bulunsa, o kimsenin gündüzlerin gecelerini de itikâfla geçirmesi lâzımdır. Nitekim bir kimse, başka bir kimseye; ″Ben seni günlerdir görmüyorum″ derse, geceleri de girer.[1] Aksi de böyledir. Bir kimse iki gün itikâfa girmeyi adasa, iki günün gecelerinde de itikâfta kalır.[2] Bir kimse, ″Bir gün itikâfa girmek bana lâzım olsun″ dese, ittifakla o günün gecesi girmez.

- Bir kimse yalnız gündüzleri itikâfa girmeye niyet etse sahih olur. Zîrâ o kimse hakîkate niyet etmiştir. Bu durumda her gün fecrin doğuşundan (imsak vaktinden) önce mescide girip güneşin batışından sonra çıkılır. Aralıksız itikâfa niyet edilmemişse, istenilen günlerde itikâf yapılabilir.

- Bir kimse, bir ay itikâfa girmeye niyet ettikten sonra, kamerî olan ayda itikâfa gireceğim diye tekrar niyet etse sahih olmaz. Zîrâ bir ay, otuz gün ve otuz gecenin adıdır. Fakat kamerî ay ise, yirmi dokuz gün, yirmi dokuz gece de olabilir. Bu ise bir aydan noksandır. Bu bakımdan birinci niyeti sahih olur. Yani, otuz gün, otuz gece itikâfta kalması lâzımdır.

- İtikâfa niyet eden kimse, peş peşe itikâfa girmeye niyet etmese bile, kesintisiz itikâfta kalması lâzımdır. Zîrâ itikâfa niyet etmek, itikâfın peşi peşine yapılmasını gerektirir. Ama bir kimse mutlak olarak altı gün oruç tutmayı adasa, bu orucu ayrı ayrı günlerde tutabilir. Yani arka arkaya tutması şart değildir.

- Bir kimse adadığı bir itikâfı yapmadan ölecek olsa, her gün için bir fidye ödenmesini vasiyet etmiş olması gerekir. Çünkü vâcip olan bir itikâf, orucun bir parçasıdır. Onun için oruçtaki fidye, bunda da gerekli olur. Ancak fakir ise, o zaman Allah’u Teâlâ’dan af ve mağfiret dilemelidir.

- Bir ay için adanmış olan itikâf esnâsında, bir gün oruç bozulsa veya dışarıya çıkılsa, yalnız o günün itikâfı için kazâ gerekir. Böylece itikâf bir aya tamamlanmış olur. Fakat aralıksız bir ay için adanmış olan bir itikâf esnâsında, böyle bir gün oruç bozulacak veya dışarıya çıkılacak olsa, bir ay aralıksız itikâfta bulunmak adandığı için adak bozulmuş olur. Bu sebeple itikâfa yeniden başlanması gerekir.

İtikâf yapan kimse ister kendi irâdesi ile oruç yesin veya dışarı çıksın, ister irâdesi dışında olarak cinnet veya bayılma durumuna düşsün, eşittir.


[1] Bu hususta Sûre-i Âl-i İmran, Âyet 41 ve Sûre-i Meryem, Âyet 10’a bakabilirsiniz. Aynı konuda birinde gün, diğerinde gece ifadesi kullanılmıştır. Dolayısıyla ikisiyle de kastedilen hem gece, hem gündüzdür.

[2] İmam Ebû Yusuf’a göre ise, o iki geceden yalnız bir gecede itikâfta kalması lâzımdır. Birinci günün gecesi itikâfa dahil olmayıp, iki gün arasındaki gece dahildir.