Oruçlu İçin Mekruh Olan ve Olmayan Hususlar:

1- Oruçlunun özürsüz olarak bir şeyi tadıp tükürmesi mekruhtur. Bir kocanın kötü huylu olması, karısı için bir özürdür, böyle bir kadın pişireceği yemeğin, yutmaksızın tadına ve tuzuna bakabilir.

2- Gereksiz olarak bir şeyi çiğneyip ağızdan çıkarmak mekruhtur. Çocuğu için bir şey çiğnemesi gereken kadın, bu işi yapacak başka bir yol bulamazsa, küçük çocuğunu korumak maksadıyla çiğneyebilir.

Oruçlu kimsenin, önceden çiğnenmiş bir sakızı çiğnemesi mekruhtur. Fakat yeni bir sakızı çiğnemek aslâ câiz değildir. Erkeklerin oruçlu olmadıkları zamanlarda da sakız çiğnemeleri hoş değildir. Bir özür sebebiyle çiğneyeceklerse, gizlice çiğnemeleri güzel görülmüştür.

3- Oruçlu kimsenin, kendisinden emin olmadığı halde (şehevî duygularını harekete geçirecek şekilde) zevcesini öpmesi, kucaklaması mekruhtur. Fakat kendisinden emin olduğu halde bunu yaparsa mekruh değildir. Eğer öpmek veya kucaklamakla boşalma meydana gelirse mekruh olmakla kalmaz, oruç bozulur ve kazâsı gerekir. Fakat cinsî münâbet gerçekleşirse, hem kazâ hem de keffâret gerekir. Oruçlunun karısını öpmesinin mekruh oluş sebebine gelince, rivâyet edildiğine göre:

أَنْ شَابًّا سَأَلَ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ الْقُبْلَةِ لِلصَّائِمِ فَمَنَعَهُ وَسَأَلَهُ شَيْخٌ فَأَذِنَ لَهُ فَقَالَ الشَّابُّ: إِنَّ دِينِي وَدِينَهُ وَاحِدٌ، قَالَ: نَعَمْ وَلَكِنَّ الشَّيْخَ يَمْلِكُ نَفْسَهُ.

Gencin biri Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’e gelerek oruçlunun öpmesinin câiz olup olmadığını sormuş, Peygamber Efendimiz de onu oruçlu iken öpmekden menetmiştir. Yaşlı biri de aynı şeyi sormuş; Peygamber Efendimiz ona izin verince, orada beklemekde olan genç; ″Benimle bu adamın dini aynı değil mi?″ diye sorunca, Peygamber Efendimiz ona; ″Evet, ama yaşlı adam (öperken) kendisine hâkim olabilir″ diye buyurmuştur.[1] Öpen kimse kendisine hâkim olamayınca, bâzen cinsî münâsebette bulunulur. Bu durumda orucu bozulup, kazâ ve keffâret gerekir ki; kerâhet de bu sebepledir. Karı-kocanın birbirlerine sarılmaları da öpmek gibidir.

Oruçlu kimsenin zevcesi ile çıplak oldukları halde boyun boyuna sarılmaları, kendine güvensin veya güvenmesin, her hâlukârda mekruhtur. Bu harekete ″Fahiş mübâşeret (aşırı yaklaşma)″ denir. Zevcesinin dudaklarını emmesi de, her hâlukârda mekruhtur, buna da ″Fahiş kuble (aşırı öpüş)″ denir.

4- Oruçlunun kan aldırması mekruh değildir. Zîrâ Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem oruçluyken kan aldırmıştır. Fakat orucunu koruyamayacak şekilde zayıf düşmesinden korkulursa mekruhtur.

5- Oruçlunun cünüp olarak sabahlaması veya gündüzün uyuyup ihtilâm olması (rüyâda boşalması) orucuna zarar vermez. Fakat gece yıkanması mümkün olduğu halde yıkanmayıp gündüz yıkanması mekruhtur.

6- Oruçlunun gül ve misk gibi kokuları koklaması mekruh değildir. Sürme çekmesi, bıyık yağı kullanması[2] da mekruh değildir. Ancak erkeklerin ziynet (güzel görünmek) kastıyla sürme çekmeleri ve bıyıklarına yağ sürmeleri mekruhtur.

7- Oruçlunun özürsüz ağzına su alması mekruhtur.

8- İmam-ı Âzam’a göre; oruçlunun harareti azaltıp serinlemek için burna su çekmesi, yıkanması, ıslak elbiseye bürünmesi mekruhtur. İmam Ebû Yusuf’a göre ise, bunlar mekruh değildir. Çünkü Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem, oruçlu iken sıcak havalarda mübârek başlarına su dökerlermiş.[3] Bunlar ibâdete mâni değildir. Burada fetvâ, genellikle İmam Ebû Yusuf’un kavline göre verilmiştir.

9- Oruçlunun öğleden sonra da olsa misvak kullanması mekruh değildir.[4] Fakat devamlı olarak misvak kullanmayan kimsenin, oruçlu iken misvak kullanmaya başlaması câiz olmaz. Çünkü diş etleri alışkın olmadığından dolayı kanayabilir, bu da orucuna zarar verir. Oruçlu iken diş fırçası ve macunu kullanmak ise aslâ câiz değildir. Çünkü kişi mutlak sûrette macunun tadını almış olur ve fırçadan dolayı da diş etlerinde kanama oluşabilir.


[1] Mevsilî, Kitâb’ul-İhtiyâr, I/173.

[2] Bıyık yağı; bitkisel yağlardan yapılarak sakal ve bıyığın bakımı için kullanılır.

[3] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 22106, 22139. Bu Hadis-i Şerif; Ebû Bekr İbn-i Abdurrahman Radiyallâhu anhu’dan nakledilmiştir.

[4] İmam Şâfii’ye göre ise, öğleden sonra misvak kullanılması mekruhtur.