Oruçta Kazâ ve Keffâreti Gerektiren Hususlar:

Ramazan orucunun bozulmasından dolayı keffâret gerekmesi için, hem şekil hem de mânâ bakımından orucu bozan bir şey gerçekleşmelidir. Bu durumlar da genel olarak şöyledir:

1- Oruçlu olan bir kimse, Ramazan-ı Şerif’te oruçlu olduğunu bilerek biriyle cinsel ilişkide bulunursa yahut kendinin rızâsıyla kendine cinsel ilişkide bulunulursa veya gıda veyahut devâ maksadıyla olan bir şeyi yer ve içerse bu kimseye hem keffâret, hem de kazâ gerekir.

- Cinsel ilişkide bulunan oruçlunun keffaretle mükellef olması için ayrıca menisinin akması gibi bir şart aranmaz. Çünkü bu durumda şehvet tam olarak tatmin edilmektedir.

- Ramazan’da oruçlu iken kocasının, kendisiyle cinsel ilişkide bulunduğu kadına gelince; eğer bu işte gönüllü ise, o kadın da keffâret ve kazâ ile mükellef (sorumlu) olur. Çünkü bu cinsî münasebet işi kendisinin bu işe katılmasıyla meydana gelmektedir. Ama kadın gönülsüz olduğu halde cinsel ilişkiye girmek zorunda bırakılırsa, unutarak yapılan cinsî münâsebette olduğu gibi, keffâretle mükellef olmaz, sâdece kazâ gerekir. Çünkü Hadis-i Şerif’te geçtiği üzere; unutularak yapılan işle başkası tarafından zorlanarak yapılan iş, hüküm bakımından aynıdır.

- Eğer bir kadın, kocasını kendisiyle cinsî münâsebete zorlar ve bu sebeple cinsî münâsebet meydana gelirse; ikisi de hem keffâret, hem de kazâ ile mükellef olur.[1]

- Kadın, cinsî münâsebetten evvel fecrin doğduğunu bilir, bunu da kocasından gizlerse, kocası da kendisiyle cinsî münâsebette bulunursa; sâdece kadın hem keffâret, hem de kazâ ile mükellef olur. Erkek ise o günün orucunu kazâ eder.

Ebû Hüreyre Radiyallâhu anhu’dan nakledilen Hadis-i Şerif’te şöyle buyrulmuştur:

أَنَّ رَجُلًا قَالَ: يَا رَسُولَ اللّٰهِ أَفْطَرْتُ فِي رَمَضَانَ فَقَالَ: مِنْ غَيْرِ مَرَضٍ وَلَا سَفَرٍ فَقَالَ نَعَمْ فَقَالَ أَعْتِقْ رَقَبَةً (عن أبى هريرة)

Adamın biri: ″Yâ Resûlallah! Ben, Ramazanda orucumu bozdum″ deyince, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Seferîlik veya hastalık olmaksızın mı?″ diye sordu. Adam: ″Evet″ diye cevap verince, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Bir köle azad et″ buyurdu.[2]

Bu hususta Hz. Ali Kerremallâhu veche de şöyle buyurmuştur:

إِنَّمَا الْكَفَّارَةُ فِى الْاَكْلِ وَالشُّرْبِ وَالْجِمَاعِ (كتاب الاختيار عن على)

″Keffaret; ancak yeme, içme ve cinsî münasebetten dolayıdır.″[3]

- Yenilip içilebilen bir şeyi Ramazan’da oruçlu iken unutarak ağzına alan kimse, oruçlu olduğunu hatırlayınca hemen onu ağzından çıkarması gerekir, böylece orucuna devam eder ve kazâ etmesi de gerekmez. Fakat hatırladığı halde ağzındakini çıkarmayıp yutarsa, o kişiye hem keffâret, hem de kazâ gerekir.

2- Ağza giren yağmur damlalarını, kar ve doluyu bilerek yutmak ve sigara içmek, nargile çekmek hem keffâret, hem de kazâ gerektirir.

3- Ne oruçlu olmaya, ne de oruç tutmamaya niyet etmeksizin (aç susuz olarak) oruçlu gibi akşam etmek, sâdece kazâyı gerektirir. Fakat nasıl olsa niyet etmedim diyerek kasten yese ve içse, bu kimse üzerine de keffâret ve kazâ lâzım gelir. Bu husus daha önce ″Oruçlara ait niyetler″ bölümünde ayrıntılı olarak anlatıldı.


[1] İmam Muhammed’e göre ise, erkek zorlanmış olduğu için keffaretle mükellef olmaz.

[2] Serahsî, Mebsut, c. 4, s. 48; Kitab’ul-İhtiyar, s. 1/170. Bu husus bir diğer nakilde de şöyle geçmektedir:

{سَعْدِ بْنِ أَبِي وَقَّاصٍ أَنَّ رَجُلًا سَأَلَ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ إنِّي أَفْطَرْت فِي رَمَضَانَ فَقَالَ: أَعْتِقْ رَقَبَةً أَوْ صُمْ شَهْرَيْنِ أَوْ أَطْعِمْ سِتِّينَ مِسْكِينًا}

Ramazanda orucumu bozdum diyen bir adama Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Bir köle azat et veya iki ay oruç tut veya altmış miskini doyur″ diye buyurmuştur. (Serahsî, Mebsut, c. 4, s. 45)

[3] Mevsilî, Kitab’ul-İhtiyar, s. 1/170.