Evvâbîn Namazı:

Akşam namazından sonra iki rek’atta bir selâm vererek altı rek’at kılınır. Bu namaz kılınırken birinci rek’atta Fâtiha’dan sonra Kâfirûn Sûresi‘ni, ikinci rek’atta da İhlâs Sûresi’ni okumak sünnettir. Son iki rek’atında bilenler: Birinci rek’atta; bir Fâtiha, bir Âyetelkürsî, beş İhlâs Sûresi (Kulhu vallâhu ahad) ve ikinci rek‘atta da bir Fâtiha ve Bakara Sûresi‘nin son üç âyetini; ″Lillâhi mâ fi‘s-semâvâti ve mâ fi’l-ard…″ âyetinden başlayıp ″Âmenerresulü″yü sonuna kadar okur, tamam eder.

Sûre-i İsrâ, Âyet 25’te: ″Rabbiniz, sizin nefislerinizde olanı en iyi bilendir. Eğer sâlih kimseler olursanız, şüphesiz ki Allah’u Teâlâ, tevbe edip ibâdete yönelenleri bağışlar″ diye buyrulmaktadır. Bu Âyet-i Kerîme’de: ″Tevbe edip ibâdete yönelenler″ diye tercüme edilen ″Evvâbîn″ kelimesine âlimler: ″Allah’u Teâlâ’yı çok tesbih edenler, akşam ile yatsı arasında nâfile namaz kılanlar ve günahına tevbe edenler″ diye mânâlar vermişlerdir. Bu sebeple, akşam namazından sonra ikişer ikişer altı rek’at kılınan bu namaz, sünnet olup ″Evvâbîn″ diye isimlendirilmiştir.

Evvâbîn namazı hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

مَنْ صَلَّى بَعْدَ الْمَغْرِبِ سِتَّ رَكَعَاتٍ لَمْ يَتَكَلَّمْ فِيمَا بَيْنَهُنَّ بِسُوءٍ عُدِلْنَ لَهُ بِعِبَادَةِ ثِنْتَيْ عَشْرَةَ سَنَةً (ه ت عن ابى هريرة)

″Her kim, akşam namazından sonra altı rek’at Evvâbîn Namazı kılar ve arasında dünyâ kelâmı konuşmazsa, bu onun için on iki senelik ibâdete denk tutulur.″[1]

مَنْ صَلَّى سِتَّ رَكَعَاتٍ بَعَدَ الْمَغْرِبِ قَبْلَ أَنْ يَتَكَلَّمَ غُفِرَ لَهُ بِهَا ذُنُوبُ خَمْسِينَ سَنَةً (ابن نصر عن ابن عمر)

″Akşam namazından sonra dünyâ kelâmı konuşmadan altı rek’at sünnet kılmaya devam edenlerin elli senelik günahları bağışlanır.″[2]

Akşam ile yatsı arasını mescitte ibâdetle geçirenler hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ عَكَفَ نَفْسَهُ فِيمَا بَيْنَ الْمَغْرِبِ وَالْعِشَاءِ فِي مَسْجِدِ جَمَاعَةٍ لَمْ يَتَكَلَّمْ إِلَّا بِصَلَاةٍ أَوْ بِقُرْآنٍ كَانَ حَقًّا عَلَى اللّٰهِ أَنْ يَبْنِيَ لَهُ قَصْرَيْنِ فِي الْجَنَّةِ مَسِيرَةٌ كُلَّ قَصْرٍ مِنْهُمَا مِائَةَ عَامِ وَيَغْرِسُ لَهُ بَيْنَهُمَا غِرَاسَأَ لَوْ طَافَهُ أَهْلُ الْأَرْضِ لَوَسِعَهُمْ (أبو الوليد الصفار في كتاب الصلاة عن عبد اللّٰه بن عمر)

″Akşam namazını, cemaatle namaz kılınan bir mescitte cemaatle kıldıktan sonra dünyâ kelâmı konuşmadan yalnız Kur’ân ve namaz ile yatsıyı bekleyerek (yine cemaatle kılarak) ayrılan kimse için Allah’u Teâlâ’nın Cennette, her biri yüz senede dolaşılamayan iki kasr ile, aralarında bütün dünyâ halkını içine alacak derecede geniş bahçe inşaa ettirmesine hak kazanmıştır.″[3]


[1] Sünen-i İbn-i Mâce, İkâmet’us-Salât 113; Sünen-i Tirmizî, Salât 319.

[2] Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 19430; Kenz’ül-İrfan, Hadis No: 70.

[3] İhyâu Ulûmi’d-Din, c. 1, s. 536, Hadis No: 609.