NAMAZIN ÂDÂBI:

Namazın birtakım âdâbı vardır. Bunlara ″Müstehab″ da denir. Bunları terk etmek günah değildir. Fakat bunları yapmak daha efdaldir, daha çok sevap kazanmaya sebeptir.Bunların başlıcaları şöyledir:

1- Zihinden her türlü düşünceyi atmak müstehabdır.

2- Namaz kılarken ayakta secde yerine, rükûda ayakların üzerine, secdede gözlerin alt kısımlarına gelen yanaklarına, oturuşta dizlerinin arasına, sağa selâm verdiğinde sağ omuzuna, sola selam verdiğinde sol omuzuna bakmak müstehabdır.

3- Esneme hâli geldiğinde mümkün olduğu kadar ağzını açmamaya gayret etmek. Eğer ağzını böyle kapamak mümkün olmazsa sağ elinin içiyle veya sol elinin dışıyla kapamak müstehabdır. Çünkü Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem:

اَلتَّثَاؤُبُ فِي الصَّلَاةِ مِنْ الشَّيْطَانِ فَإِذَا تَثَاءَبَ أَحَدُكُمْ فَلْيَكْظِمْ مَا اسْتَطَاعَ (ت عن أبى هريرة)

″Namazda esnemek şeytandandır. Biriniz esnediği vakit mümkün olduğu kadar ağzını kapasın″[1] diye buyurmuştur.

4- Öksürüğü ve geğirmeyi mümkün mertebe gidermek müstehabdır.

5- Üst elbiseyi açık bulundurmayıp düğmelemek ve iftitah tekbirinde, eğer yenleri (elbisenin kolları) varsa ellerini yenlerinden çıkarmak. Bu durum erkekler hakkındadır. Kadınların, eğer yenleri varsa, ellerini yenlerine koymaları lâzımdır.

6- İftitah tekbirinde, ellerin baş parmaklarını kulak yumuşağına değdirmek müstehabdır. Bu da erkekler hakkındadır.

7- Müezzin, kamet getirirken ″Hayye ale’s-salâh″ dediğinde ayağa kalkmak müstehabdır.

8- Müezzin, ″Kad kâmet’is-salâh″ dediğinde namaza başlamak müstehabdır. Bu ifade, ″Namaz başladı″ demektir. İmam, bu hareketi ile müezzinin sözünü doğrulamış olur.Bununla berâber kamet bittikten sonra, namaza başlanmasında da bir sakınca yoktur. Fakat kamet getirilirken ve kametten sonra imamın da cemaatin de konuşmadan namaza durması gerekir. İmamın dönerek cemaate; ″Safları sık tutun, düzgün tutun″ gibi sözler söylemesi yanlış bir uygulamadır. Hattâ ezan ve kamet arasında dahi konuşulmaz.[2] Eğer saflarda bir noksanlık varsa, o zaman imam sâdece eliyle işâret ederek cemaati uyarır. Cemaate yapılacak sözlü uyarı kametle namaz arasında söylenmez, kametten önce veya namazdan sonra, hutbede veya vaazda söylenir.

Bu hususta Mâlik b. Ebî Âmir Radiyallâhu anhu’dan şu hadise nakledilmiştir:

أَنَّ عُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُ كَانَ يَقُولُ فِي خُطْبَتِهِ قَلَّ مَا يَدَعُ ذَلِكَ اِذَا خَطَبَ اِذَا قَامَ الْإِمَامُ يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَاسْتَمِعُوا وَأَنْصِتُوا فَاِنَّ لِلْمُنْصِتِ الَّذِي لَا يَسْمَعُ مِنْ الْحَظِّ مِثْلَ مَا لِلْمُنْصِتِ السَّامِعِ فَاِذَا قَامَتْ الصَّلَاةُ فَاعْدِلُوا الصُّفُوفَ وَحَاذُوا بِالْمَنَاكِبِ فَإِنَّ اعْتِدَالَ الصُّفُوفِ مِنْ تَمَامِ الصَّلَاةِ (موطأ عن مالك بن أبي عامر)

Hz. Osman Radiyallâhu anhu, hutbesinde dâimâ şu sözleri söyler ve bunu söylemediği çok az olurdu: ″Cuma günü imam hutbe okurken, onu dinleyin ve susun! Duyamayıp da susan kişi, duyarak susan kişi gibi sevaptan pay alır. Namaza durulduğu zaman, safları düzeltin, omuzlarınızı birbirinin hizasına getirin! Çünkü safların düzeltilmesi namazın tamamındandır.″[3]

İbn-i Abbas Radiyallâhu anhumâ, bir de­fasında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kılarken onun sol tarafına durmuştu. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem de başından hafifçe tutup sağına çekti. Böylece cemaat tek kişi olduğun­da imamın sağında durulması gerektiğini konuşmadan işaretle belirtmiş oldu.[4]

Bu iki hâdiseden de anlaşıldığı üzere namaz için kamet getirildiğinde artık dünyâ kelâmı konuşulmaz. Cemaatin uyarılması icap ederse ya öncesinde; vaaz ve hutbede ya da kamete başlanmışsa işaretle uyarılması gerekir.

Kamet getirilirken, camiye giren kimse oturur. Sonra cemaatle beraber ayağa kalkar, kametin bitmesini ayakta beklemez.

″Kad kâmet’is-salâh″ deyince namaza başlarlar. İmam olmazsa veya müezzin imam olacak olursa, imam olacak zât, mihrâba geçinceye kadar cemaat kalkmaz. Yalnız, imam arka tarafta namaz kılarsa, mihrâba gelirken her safın yanına geldiğinde, o saf ayağa kalkar. Çünkü Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem:

إِذَا أُقِيمَتْ الصَّلَاةُ فَلَا تَقُومُوا حَتَّى تَرَوْنِي. (د حم عن أبى قتادة عن أبيه)

″Namaz için kamet edildiğinde, beni görünceye kadar ayağa kalkmayın″[5] diye buyurmuşlardır.

9- Kamet getirirken, sağ elini sol bileğinin üzerine koyup göbeğin altından bağlamak müstehabdır.


[1] Sünen-i Tirmizî, Salât 166; Sahih-i Müslim, Zühd 9 (56-59).

[2] Bu hususta ″Ezan ve Kamet ile ilgili hükümler″ bahsine bakınız.

[3] Mâlik, Cuma 8; Cem’ul-Fevâid, Rudâni, Hadis No: 1894.

[4] Sahih-i Buhârî, Deavât 9; Sahih-i Müslim, Müsâfirîn 26 (181-199).

[5] Sünen-i Ebû Dâvud, Salât 47; Ahmed b. Hanbel, Hadis No: 21565.