Altın ve Gümüş Kaplardan Yemek Yememek:

Altın ve gümüş kaplardan yemek yenilmesi, su içilmesi, güzel kokulu bir şey sürülmesi, yağlanılması erkeklere de kadınlara da haramdır. Çünkü Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem:

إِنَّ الَّذِي يَأْكُلُ أَوْ يَشْرَبُ فِي آنِيَةِ الْفِضَّةِ وَالذَّهَبِ، إِنَّمَا يُجَرْجِرُ فِي بَطْنِهِ نَارَ جَهَنَّمَ (طب عن أم سلمة)

″Altın ve gümüş kaptan yiyen veya içen bir kimsenin karnında Cehennem ateşi, devenin sesi gibi ses çıkarır″[1] diye buyurmuştur.

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem bir diğer Hadis-i Şerif’inde de:

لَا تَلْبَسُوا الْحَرِيرَ وَلَا الدِّيبَاجَ وَلَا تَشْرَبُوا فِي آنِيَةِ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَلَا تَأْكُلُوا فِي صِحَافِهَا فَإِنَّهَا لَهُمْ فِي الدُّنْيَا وَلَنَا فِي الْآخِرَةِ (خ عن عبد الرحمن بن ابى ليلى)

″Sizler harîr ve dibâc denilen ipekli kumaşlardan elbise giymeyin, altın ve gümüş kaplardan da su içmeyin, bunların tabakları içine konulan yemekleri de yemeyin. Çünkü bunlar dünyâda kâfirlere ait süs eşyalarıdır, âhirette de bizim ziynetlenme vâsıtalarımız olacaktır″[2] diye buyurmuştur. Zîrâ Allah’u Teâlâ Sûre-i Zuhrûf, Âyet 71’de: ″Onlar, Cennete girdikten sonra, aralarında altın kaplar ve kâseler dolaştırılır. Orada nefislerin istediği ve gözlerin hoşlandığı her türlü nîmet vardır. Ve onlara denilir ki: ″Siz orada ebedî kalacaksınız″ diye buyurmaktadır.

Akîkten, billurdan, camdan ve kalaydan yapılmış kapların kullanılması helaldir. İmam Şâfii’ye göre ise; mekruhtur. Çünkü bu kapların kullanılması, böbürlenmeyi gerektirir.

Efdal olan kabın, toprak olmasıdır. Evlere su taşımak için su kabı edinmek müstehabdır. Bu kapların topraktan olan çömlek ve testi olması efdaldir. Zîrâ Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem:

مَنْ اتَّخَذَ أَوَانِي بَيْتِهِ خَزَفًا زَارَتْهُ الْمَلَائِكَةُ

″Her kim evinin kaplarını topraktan edinirse, melekler onu ziyaret eder″[3] diye buyurmuştur. Bakırdan ve kalaydan da kap edinilmesi câizdir. Ama altın ile gümüşten kap edinmek câiz değildir.


[1] Taberânî, Mu’cem’ul-Kebir, Hadis No: 19363; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 25395, Sahih-i Buhârî, Eşribe 28.

[2] Sahih-i Buhârî, Et’ime 29; Sahih-i Müslim, Libas 2 (5 İmam-ı Âzam Ebû Hanife Rahimehullah, Müsned, Hadis No: 413/24.

[3] Mültekâ Tercümesi, Mevkûfât, c. 2, s. 214; İbn-i Âbidin, Redd’ül-Muhtar, c. 26, s. 307.