İflas Edenin Malında Hâkimin Tasarruf Yetkisi:

- Borçlu olan kimse de tasarruftan menolunmaz. Zîrâ tasarruftan menolunsa, onun çoluk çocuğu perişan olur. Hâkim, borçlu olan kimsenin malını, üzerinde olan borcunu ödemek için satamaz, bilakis borçlu; malını kendi eliyle satıp borcunu ödeyinceye kadar onu hapseder. Bu hususta İmam-ı Âzam şöyle buyurmuştur: ″İflas eden kişiyi borcundan dolayı malını tasarruf etmekten menetmem. İflas eden kişinin borçları tahakkuk edip alacaklılar tarafından hapsi ve malındaki tasarrufundan menedilmesi istense, ben onu menetmem. Malı varsa, o malda hakim tasarruf edemez. Lâkin bu malı satıp borcunu ödeyinceye kadar hâkim tarafından hapsedilir.″

Şâyet borçlunun mevcut olan malı, borcunun cinsinden olursa, hâkim borçlunun borcunu onun malından ona sormadan öder. Borçlunun borcu dirhem cinsinden olup, malı dinar cinsinden yahut borcu dinar olup, malı dirhem cinsinden olsa, hâkim bunlardan her birini diğerinin yerine borcuna mukâbil istihsânen satabilir.

İmam Muhammed ile İmam Ebû Yusuf’a göre ise; alacaklılar isterlerse borçlu; alım-satımdan, tasarruftan, malında başka bir kimsenin alacağı olduğunu ikrâr etmekten menolunur. Borçlu olan kimse, tasarruftan menedildiğinde bir şahsa bir şey ikrâr etse, ikrâr ettiği şeyi, o halde ödemesi lâzım olmayıp, borçlarını ödedikten sonra onu ödemesi lâzım olur.

Borçlu olan müflis kimsenin malından, kendisine ve bakması kendisine lâzım olan kimselere harcanır. Zîrâ borçlunun zaruri ihtiyacı alacaklıların ihtiyacından önce gelir. Borçlu borçlarını ödemek için malını satmaktan imtinâ ettiğinde, İmam Muhammed ile İmam Ebû Yusuf’un görüşleri üzerine, onun malı hâkim tarafından satılır ve alacaklılar arasında hisselerine göre taksim edilir. Fetvâ da bunun üzerinedir.

- Malı olmadığını söylen müflis kişiyi hâkim, iki veya üç ay kadar hapseder ve durumunu inceler. Malı olmdığına kanaat getirirse, hapisten çıkarır. Ancak dâvacı, dâvalının zengin olduğuna şâhit getirirse, borcunu ödeyene kadar dâvalı hapiste kalmaya devam eder.

Borçlunun malı, borçlarını ödemek için satılmak istenildiğinde; önce nakitleri ile ödenir, bu borçlarını ödemeye yetmezse sonra ticaret malları satılır; bunlar da borçlarını ödemeye yeterli gelmezse, taşınmaz malları satılır. Borcunu ödemek için acele olarak bu zikredilenler satılır. Borçlunun elbiseleri satıldığında, kendisi için giydiği elbiselerden bir kat elbise bırakılır. Bâzı âlimler; ″Bir kat yıkandığında diğer katı giymesi için iki kat elbise bırakılır″ demişlerdir.

Bir kimse iflas edip, yanında bir şahıstan satın aldığı ticaret malı bulunmuş olsa, bu ticaret malının sahibi, bu ticaret malında diğer alacaklılarla aynı seviyede kabul edilir. Yani, bu ticaret malının sahibine diğer alacaklılara verildiği gibi verilir, yoksa bu ticaret malının sahibi satmış olduğu malı alması için alacaklılardan bir öncelik hakkına sahip değildir.