İKİ ŞARTTAN BİRİ ÜZERİNE YAPILAN KİRÂLAMA:

- Bir kimse bir terziye elbise verip; ″Fârisî biçiminde dikersen bir dirhem; Rûmî biçiminde dikersen iki dirhem vereceğim″ yahut bir boyacıya; ″Bu elbiseyi sarı boyayla boyarsan bir dirhem, zaferanla boyarsan iki dirhem vereceğim″ diyerek, sanâtkarı iki iş arasında muhayyer bıraksa, böyle tereddütlü yapılan anlaşma sahih olup, sanâtkâr bu işlerden hangisini yaparsa, anlaştıkları ücreti alır.

- Bir kimse, bir şahsa hitâben; ″Şu evde oturursan, aylığı bir dirhem″ yahut ″Bu evde oturursan, aylığı iki dirhemdir″ yahut ″Bu hayvana Kûfe’ye kadar binersen, kirâ bedeli bir dirhemdir, eğer Vâsıt’a kadar binersen, kirâ bedeli iki dirhemdir″ deyip, kirâcıyı iki şey arasında muhayyer bıraksa, böyle bir şey arasında tereddütle yapılan kirâ muâmelesi sahih olur. Kirâcıyı üç şey arasında muhayyer bıraksa, yine kirâ muâmelesi sahih olur. Ama dört şey arasında muhayyer bıraksa, kirâ muâmelesi sahih olmaz.

- Bir kimse, terziye; ″Bu elbiseyi bugün dikersen bir dirhem, eğer yarın dikersen yarım dirhem veririm″ dese, terzi de o elbiseyi o gün dikerse, ona bir dirhem verilir. Eğer ertesi gün dikerse, İmam-ı Âzam’a göre ecr-i misil (benzer bir elbisenin dikiş parası) verilir. O elbisenin dikiş parası yarım dirhemden fazla olursa, o fazla olan ücret verilmeyip, yarım dirhem verilir. İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed’e göre ise; anlaşmanın ikisi de câiz olup, bugün dikerse bir dirhem, ertesi gün dikerse yarım dirhem olan ücretini alır.

- Bir kimse, bir şahsa; ″Bu dükkanda güzel kokular, iğne, iplik gibi şeyler satarsan aylık kirâ bedeli bir dirhemdir, eğer demircilik yaparsan aylık kirâ bedeli iki dirhemdir″ dese, İmam-ı Âzam’a göre; böyle tereddütle yapılan kirâ muâmelesi câizdir. Kirâcı, seçeceği işin belirtilen kirâsını öder. İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed’e göre ise; bu şekilde yapılan kirâ muâmelesi câiz olmayıp, iki durumda da ecr-i misil (o dükkana benzer dükkanların kirâ bedelleri) lâzım olur.

Hayvanını kirâya veren kimse, kirâcısına hitâben; ″Eğer bu hayvanla Hire’ye kadar gidersen, kirâ bedeli bir dirhemdir, eğer Hire’yi geçip Kadsiye’ye kadar gidersen, kirâ bedeli iki dirhemdir″ dese yahut ″Bu hayvan üzerine Hire’ye kadar arpa yüklersen, kirâ bedeli bir dirhemdir, eğer buğday yüklersen, kirâ bedeli iki dirhemdir″ dese, bu şekilde yapılan kirâ muâmelesi, İmam-ı Âzam’a göre câizdir. Kirâcı bu işlerden hangisini yaparsa, o işin kirâ bedelini öder. İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed ise, bu meselede de câiz değildir, demişlerdir.

- Bir kimse, hizmet için kirâladığı kölesini şart koşmaksızın onu sefere götürmesi câiz değildir. Çünkü kirâlama muâmelesine aykırıdır.

- Bir kimse efendisinden izinsiz ticaret etmeye izin verilmemiş bir köleyi bir ay hizmet etmesi için kirâlasa, o köle bir ay hizmet edip, ücretini alsa, kirâlayan kimse o köleye verdiği ücreti geri alamaz. Çünkü köle bir ay hizmet edip kirâ müddetini doldurunca, fâsit olan kirâlama muâmelesi câiz olmuş olur.

- Bir efendi kölesini birinci ayın kirâ bedeli dört dirhem, ikinci ayın kirâ bedeli beş dirhem olmak üzere iki aylığına kirâya verse, bu şekilde yapılan kirâ muâmelesi sahih olup, birinci ayın kirâ bedeli dört dirhem, ikinci ayın kirâ bedeli beş dirhem olmuş olur.