Fâiz Hangi Durumlarda Helal Olur:

Dâr’ul-harp’te (harp yurdunda) olan Müslüman ile kâfirin arasında fâiz olmaz. Zîrâ kâfirin malı, harp yurdunda mübahtır. Bu hususta Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem:

لَا رِبَا بَيْنَ الْمُسْلِمِينَ وَبَيْنَ أَهْلِ دَارِ الْحَرْبِ فِي دَارِ الْحَرْبِ.

″Harp yurdunda, Müslüman ile harbî (kâfir) arasında fâiz yoktur″[1] diye buyurmuştur. Eman (güvence) ile harp yurduna giden bir Müslüman, bir kâfirin malını hıyânetlikle değil, herhangi bir yolla alırsa mübahtır.

Zarûret hâlinde mahzurlu olan şeyler mübah olur. Bu hususta Allah’u Teâlâ Sûre-i Bakara, Âyet 173’te şöyle buyurmaktadır:

″Şüphesiz O, size murdar olarak ölen hayvanları, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası için kesilen hayvanları haram etti. Fakat çâresiz kalan kimsenin, isyan etmeden ve zarûret ölçüsünü aşmadan (ölmeyecek kadar) bunlardan yemesinde bir günah yoktur. Muhakkak ki Allah’u Teâlâ çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.″[2]

Âyet-i Kerîme ve Hadis-i Şeriflerde belirtildiği üzere çok zarûrî bir durum olmadığı sürece fâiz kesinlikle haramdır.


[1] Serahsî, Mebsut, c. 16, s. 449; Hidâye Tercümesi, c. 3, s. 111.

[2] Bu husuta yine bakınız: Sûre-i Mâide, Âyet 3; Sûre-i En’âm, âyet 119, 145; Sûre-i Nahl, Âyet 115.