YÛNUS SÛRESİ

﴿ اِنَّ الَّذ۪ينَ حَقَّتْ عَلَيْهِمْ كَلِمَتُ رَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَۙ ﴿٩٦﴾ وَلَوْ جَٓاءَتْهُمْ كُلُّ اٰيَةٍ حَتّٰى يَرَوُا الْعَذَابَ الْاَل۪يمَ ﴿٩٧﴾ فَلَوْلَا كَانَتْ قَرْيَةٌ اٰمَنَتْ فَنَفَعَهَٓا ا۪يمَانُهَٓا اِلَّا قَوْمَ يُونُسَۜ لَمَّٓا اٰمَنُوا كَشَفْنَا عَنْهُمْ عَذَابَ الْخِزْيِ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَمَتَّعْنَاهُمْ اِلٰى ح۪ينٍ ﴿٩٨﴾

96-98. Şüphesiz ki, aleyhlerinde Rabbinin kelimesi (hükmü) hak olanlar, îman etmezler.* Onlar, elim azâbı görünceye kadar delillerin hepsini görseler de yine îman etmezler.* Helâk olan bir belde ahâlisi, onlara azap inmeden önce îman etselerdi de bu îmanları kendilerine fayda verseydi ya! Ancak Yunus’un kavmi, azap işâretlerini görür görmez îman ettiler. Biz de onlardan, dünyâ hayatında zelil olacakları azâbı kaldırdık ve onları bir müddete kadar faydalandırdık.

İzah: Yunus Aleyhisselâm, kavmini îmana dâvet edince, onlar kendisine inanmayarak, ″Sen bizi kandırıyorsun″ dediler. Allah’u Teâlâ, Yunus Aleyhisselâm’a: ″Yâ Yunus! Sen, sana tâbi olanları al, içlerinden çık, ben onlara belâ vereceğim. Sen felan ayın, felan günü gel, şehrin sokaklarında gez de onların hâlini gör″ dedi.

Yunus Aleyhisselâm, kavmine her ne kadar söylediyse de bunlar inanmadılar. O da kendine tâbi olanları alıp, onların içinden ayrıldı. Yunus Aleyhisselâm, onların üzerine belânın geleceği günü haber vermişti. O gün gelince onların üzerine belâ olarak Allah’u Teâlâ gökyüzünden ateş yağmuru yağdırmaya başladı. O kavmin kralı, Yunus Aleyhisselâm’ın doğru söylediğini anladı ve adamlarına: ″Yunus’u bulun, ona îman edelim″ dedi. Fakat Allah’ın emri ile Yunus Aleyhisselâm ve kendisine îman edenler oradan ayrılmıştı. Adamları: ″Yunus gitmiş, yok″ dediler. Bunun üzerine Kral: ″Onun adamlarından birini bulun; ona îman edelim″ dedi. Adamlarının da tamamının, Yunus Aleyhisselâm ile birlikte gitmiş olduğunu söylediler. Kral onları bulamayınca insan, hayvan ne varsa, bir araya toplayıp dişileri erkeklerinden, yavruları analarından ayırdı. Onlar hep birlikte bağırmaya başladılar. Kral: ″Yâ Rabbi! Ben bilsem, Sana Yunus’un ettiği gibi duâ edeceğim. Ama elimden ancak, bu insanları ve hayvanları Sana karşı bağırttırmak geliyor. Bunların bağırmalarını Yunus’un yaptığı duâ gibi kabul et″ dedi. Kral’ın bu duâsı, Allah’u Teâlâ’nın hoşuna gitti ve onların üzerlerinde ki belâyı kaldırdı. Daha sonra o kavim, Yunus Aleyhisselâm’a tâbi olarak îman etttiler.

Yunus Aleyhisselâm’ın kavminin tevbesinin Aşûre Günü kabul edilmesi hakkında Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

يَوْمُ عَاشُورَاءَ أُهْبِطَ عَلَى الْجُودِيِّ فَصَامَ نُوحٌ وَمَنْ مَعَهُ وَالْوَحْشُ شُكْرًا لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ وَفِي يَوْمِ عَاشُورَاءَ أفْلَقَ اللّٰهُ الْبَحْرَ لِبَنِي إِسْرَائِيلَ وَفِى يَوْمِ عَاشُورَاءَ تَابَ اللّٰهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَى آدَمَ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعَلَى مَدِينَةِ يُونُسَ وَفِيهِ وُلِدَ اِبْرَاهِيمُ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ (طب عن سعيد بن أبي راشد)

″Aşûre Günü Nûh’un gemisi Cudi Dağı’na indirildi. O gün Nûh ve yanındakiler, Allah’a şükür için oruçlu idiler. Allah’u Teâlâ, denizi İsrailoğulları için Aşûre Günü yardı. Aşûre Günü Allah’u Teâlâ, Âdem Aleyhisselâm’ın tevbesini ve Yunus’un kavminin tevbesini kabul etti. İbrâhim Aleyhisselâm da o gün doğdu.″[1]

Bu Hadis-i Şerif’te de geçtiği gibi bunlara benzer birçok önemli hâdiseler Aşûre günü vukû bulmuştur.

Yunus Aleyhisselâm’ın kavmi, rivâyete göre, Musul Bölgesi’nde yaşayan Ninovalılar denilen topluluktur.[2]


[1] Taberânî, Mu’cem’ul-Kebir, Hadis No: 5407.

[2] Yunus Aleyhisselâm’ın kıssası hakkında daha geniş bilgi için Sûre-i Enbiyâ, Âyet 87-88 ve izahına bakınız.