BAKARA SÛRESİ

﴿ فَاِنْ خِفْتُمْ فَرِجَالًا اَوْ رُكْبَانًاۚ فَاِذَٓا اَمِنْتُمْ فَاذْكُرُوا اللّٰهَ كَمَا عَلَّمَكُمْ مَا لَمْ تَكُونُوا تَعْلَمُونَ ﴿٢٣٩﴾

239. Namazlarınızı korkulu zamanlarda, yaya yahut binekli olarak kılın. Emin olduğunuz zaman da, bilmediğiniz şeyleri size öğreten Allah’ın öğrettiği üzere kılın.

İzah: Âyet-i Kerîme’de geçtiği üzere bu şartlarda kılınan namaza, Salât-ı Havf yani korkulu yerde namaz denir. Bu namazın nasıl kılınması gerektiğine dair Hanefi ve Şafii Mezhepleri arasında görüş farklılığı vardır.

İmam-ı Âzam Hazretleri, Âyet-i Kerîme’de geçen ″Yaya″ ifadesinin, ″Ayakta durmak″ anlamında olduğunu belirtmiş ve yürüyerek namaz kılmanın câiz olmadığını söylemiştir. Bu sebeple Hanefi ulemâsı bu Âyet-i Kerîme’ye: ″Namazlarınızı, korkulu zamanlarda ayakta sâbit durarak veya binek üzerinde imâ ile kılın…″ diye mânâ vermişlerdir.

İmam-ı Âzam Ebû Hanife Hazretleri, muharebe sırasında namazı normal şekilde durup kılma imkânı olmazsa, yaya olanlar namazı erteleyip sonra kaza ederler ve eğer binekli iseler binekleri üzerinde kılarlar, diye söylemiştir. Delil olarak ise Hendek Savaşı’nda Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’in ikindi namazını kazâ ettiğine dair Hadis-i Şerif’leri beyan etmiştir.

Bu hususta nakledilen Hadis-i Şerif’lerden birisi Câbir Radiyallâhu anhu’dan şöyle anlatılmıştır:

أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ جَاءَ يَوْمَ الْخَنْدَقِ بَعْدَ مَا غَرَبَتْ الشَّمْسُ فَجَعَلَ يَسُبُّ كُفَّارَ قُرَيْشٍ قَالَ يَا رَسُولَ اللّٰهِ مَا كِدْتُ أُصَلِّي الْعَصْرَ حَتَّى كَادَتْ الشَّمْسُ تَغْرُبُ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَاللّٰهِ مَا صَلَّيْتُهَا فَقُمْنَا إِلَى بُطْحَانَ فَتَوَضَّأَ لِلصَّلَاةِ وَتَوَضَّأْنَا لَهَا فَصَلَّى الْعَصْرَ بَعْدَ مَا غَرَبَتْ الشَّمْسُ ثُمَّ صَلَّى بَعْدَهَا الْمَغْرِبَ (خ جابر بن عبد اللّٰه)

Hendek Savaşı’nda Ömer b. el-Hattab gelip, Kureyş kâfirlerine fenâ sözler söyledi ve ″Yâ Resûlallah! Ben daha ikindiyi kılmadım, güneş neredeyse batmak üzere″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem de: ″Vallâhi! Ben de kılmadım″ buyurdu. Sonra bir düzlüğe indi, abdest aldı ve güneş battıktan sonra önce ikindiyi, daha sonra da akşam namazını kıldı.[1]

İmam Şâfii Hazretleri ise, Âyet-i Kerîme’de geçen ″Yaya″ ifadesinin ″Yürümek″ anlamında olduğunu söylemiş ve bu Âyet-i Kerîme’ye: ″Namazlarınızı, korkulu zamanlarda yürüyerek veya binek üzerinde gider olduğunuz halde, imâ ile namazı kılın″ diye mânâ vermiştir.[2]

Yine korku namazı hakkında Sûre-i Nisâ, Âyet 102 ve izahına bakınız.


[1] Sahih-i Buhârî, Mevâkit’us-Salât 36, Megâzi 27.

[2] Hulâsât’ul-Beyân, c. 1, s. 435.