BAKARA SÛRESİ

﴿ هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ لَكُمْ مَا فِي الْاَرْضِ جَم۪يعًا ثُمَّ اسْتَوٰٓى اِلَى السَّمَٓاءِ فَسَوّٰيهُنَّ سَبْعَ سَمٰوَاتٍۜ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ۟ ﴿٢٩﴾

29. O, yeryüzünde her ne var ise hepsini sizin istifâdeniz için yarattı. Sonra semâyı yaratmaya yönelip yedi gökleri kurdu. O, her şeyi hakkıyla bilendir.

İzah: Abdullah İbn-i Mes’ud, Abdullah İbn-i Abbas Hazretleri ve bir kısım Sahâbîler özetle kâinatın yaratılma safhâlarını şöyle beyan etmişlerdir:

- Allah’ın Ar­ş’ı suyun üzerinde bulunmakta idi. Suyu yaratmadan önce, yaratıldığı beyan edi­lenlerden başka bir şey yaratmamıştı. Mahlûkatı var etmeyi dileyince, sudan duman (buhar) çıkarttı. Buhar suyun üzerine yükseldi. Allah’u Teâlâ ona, yükselen anlamına gelen semâ ismini verdi. Sonra suyu kuruttu. Onu bir tek kütle hâline getirdi. Sonra onu parçaladı. Onu, pazar ve pazartesi günlerinde yedi yer hâline getirdi. Yeryüzü sarsıldı. Bunun üzerine dağları yaratarak sarsıntıyı durdur­du. Yeryüzünün dağlarını ve orada yaşayacak olanların rızıklarını salı ve çar­şamba olmak üzere iki günde yarattı. Böylece yeryüzünün yaratılması dört gün­de tamamlanmış oldu.

Allah’u Teâlâ sonra, duman hâlinde bulunan göğe yöneldi. Bu duman, suyun buharlaşmasından meydana gelmişti. Allah’u Teâlâ, onu bir tek semâ yapmıştı. Sonra onu yayarak perşembe ve cuma günlerinde yedi gök hâline getirdi. Birleştirme anlamına gelen cuma gününe bu ismin verilmesi; o günde göklerle yerin yaratılıp birleştirilmesinden ve dumanlanmasındandır. Allah’u Teâlâ, her göğe emrini vahyetti. Yani her gökte melekler ve diğer mahlûkatı var etti. Son­ra yeryüzü semâsını yıldızlarla süsledi. Yıldızları hem bir süs aracı, hem de gök­yüzünü şeytanlardan koruyucular olarak var etti. Allah’u Teâlâ, dilediği şeyleri yarattık­tan sonra, Arş’ına yükseldi.

Bu husus Sûre-i Fussilet, Âyet 9-12’de şöyle geçmektedir:

Ey Habîbim! De ki: ″Siz, arzı iki günde yaratanı inkâr ediyor ve O’na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.* O, arz üzerinde sâbit dağlar yarattı, yere bereket verdi ve muhtaç olan arz ehlinin yiyeceklerini uygun olarak dört gün içinde takdir etti.* Sonra semâyı yaratmaya yöneldi ki o, duman hâlinde idi. Allah’u Teâlâ, göğe ve yere: ″İsteyerek ya da istemeyerek olun″ dedi. Onlar da: ″İsteyerek ve emrine boyun eğerek olduk″ dediler.* Böylece yedi göğü iki günde yarattı ve her göğe, kendilerine ait olan hususları emretti.″ Dünyâ semâsını da yıldızlarla süsledik ve onu koruduk. Bu, her şeye gâlip ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir.

Bu hususta İbn-i Abbas Radiyallâhu anhumâ şöyle buyurmuştur:

خَلَقَ الْأَرْضَ فِي يَوْمَيْنِ ثُمَّ خَلَقَ السَّمَاءَ ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِ فَسَوَّاهُنَّ فِي يَوْمَيْنِ آخَرَيْنِ ثُمَّ دَحَا الْأَرْضَ وَدَحْوُهَا أَنْ أَخْرَجَ مِنْهَا الْمَاءَ وَالْمَرْعَى وَخَلَقَ الْجِبَالَ وَالْجِمَالَ وَالْآكَامَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي يَوْمَيْنِ آخَرَيْنِ فَذَلِكَ قَوْلُهُ {دَحَاهَا} وَقَوْلُهُ {خَلَقَ الْأَرْضَ فِي يَوْمَيْنِ} فَجُعِلَتْ الْأَرْضُ وَمَا فِيهَا مِنْ شَيْءٍ فِي أَرْبَعَةِ أَيَّامٍ وَخُلِقَتْ السَّمَوَاتُ فِي يَوْمَيْنِ (خ عن ابن عباس(

Allah’u Teâlâ yeri iki günde yarattı, sonra göğe yöneldi, başka iki günde de onu yedi kat olarak tanzim etti. Sonra diğer iki günde arzı düzenledi, yaydı. Arzdan su ve bitkiler çıkardı. Arzda dağlar, ağaçlar, tepeler ve arz ile semâ arasında bulunan şeyleri yarattı. Bunu Allah’u Teâlâ Sûre-i Nâziât, Âyet 30‘da: ″Bundan sonra da yeri döşedi″ kelâmıyla ifade etmiştir. Sûre-i Fussilet, Âyet 9’da: Ey Habîbim! De ki: ″Siz, arzı iki günde yaratanı inkâr ediyor ve O’na ortaklar mı koşuyorsunuz?…″ diye geçen kelâmına gelince de, arz ve içindekiler dört günde yaratılmış olmaktadır. Semâvat da iki günde yaratılmış olmaktadır.[1]

Bu konu hakkında Sûre-i Fussilet, Âyet 9-12 ve izahına; Allah’u Teâlâ’nın gökleri ve yeri altı günde yarattığına dair de Sûre-i A’râf, Âyet 54 ve izahına bakınız.


[1] Sahih-i Buhârî, Tefsir-i Fussilet 1.