Su İçme Âdâbı:

Su içmede âdâba uygun olan; imkân dahilinde kıbleye yönelip, oturarak, Besmele çekip, sağ el ile, üç nefeste ve başları kapalı olarak içmektir. Yemeğin de oturarak yenilmesi uygundur.[1] Bu hususlar hakkında Hadis-i Şerifler nakledilmiştir. Bunlardan bâzıları şöyledir:

لَا يَشْرَبَنَّ أَحَدٌ مِنْكُمْ قَائِمًا فَمَنْ نَسِيَ فَلْيَسْتَقِئْ (م عن أبى هريرة)

″Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın.″[2]

لِيَأْكُلْ أَحَدُكُمْ بِيَمِينِهِ وَلْيَشْرَبْ بِيَمِينِهِ وَلْيَأْخُذْ بِيَمِينِهِ وَلْيُعْطِ بِيَمِينِهِ فَإِنَّ الشَّيْطَانَ يَأْكُلُ بِشِمَالِهِ وَيَشْرَبُ بِشِمَالِهِ وَيُعْطِي بِشِمَالِهِ وَيَأْخُذُ بِشِمَالِهِ (ه عن أبى هريرة)

″Biriniz yemeğini sağ eli ile yesin. Suyunu sağ eliyle içsin. Bir şey alırken sağ eliyle alsın, verirken de sağ eliyle versin. Şüphesiz ki şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer, sol eliyle verir ve sol eliyle alır.″[3]

كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَسْتَاكُ عَرْضًا وَيَشْرَبُ مَصًّا ويَتَنَفَّسُ ثَلاثًا وَيَقُولُ: هُوَ أَهْنَأُ وَأَمْرَأُ وَأَبْرَأُ (البغوي وابن قانع طب وابن السني وأبو نعيم في الطب عن بهز هق عن ربيعة بن أكثم)

″Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem, misvakı enlemesine kullanırdı. Suyu emerek, üç nefeste içerdi ve şöyle derdi: Böylesi daha iyi, hazmı daha kolay ve sıhhate daha uygundur.″[4]

إِذَا شَرِبَ أَحَدُكُمْ فَلَا يَتَنَفَّسْ فِي الْإِنَاءِ وَإِذَا أَتَى الْخَلَاءَ فَلَا يَمَسَّ ذَكَرَهُ بِيَمِينِهِ وَلَا يَتَمَسَّحْ بِيَمِينِهِ (خ ن عن أبي قتادة)

″Sizden biri bir şey içtiğinde emerek; yudum yudum içsin. Bir yudumda, nefes almadan içmesin. Zîrâ böyle içmesi, ciğer hastalığına sebep olur.″[5]

كَانَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَتَنَفَّسُ فِي الإِنَاءِ ثَلاثَةَ أَنْفَاسٍ يُسَمِّي عِنْدَ كُلِّ نَفَسٍ، وَيَشْكُرُ فِي آخِرِهِنَّ (طب عن ابن مسعود)

″Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem, bir kaptan bir şey içtiğinde, üç defada içerdi. Her bir nefeste ″Bismillâh″ derdi, sonunda da ″Elhamdulillâh″ derdi.″[6]

Suya üflememek gerektiğine dair de Ebû Said el-Hudrî Radiyallâhu anhu’dan şu Hadis-i Şerif nakledilmiştir:

أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى عَنْ النَّفْخِ فِي الشُّرْبِ فَقَالَ رَجُلٌ الْقَذَاةُ أَرَاهَا فِي الْإِنَاءِ قَالَ أَهْرِقْهَا قَالَ فَإِنِّي لَا أَرْوَى مِنْ نَفَسٍ وَاحِدٍ قَالَ فَأَبِنْ الْقَدَحَ إِذَنْ عَنْ فِيكَ (ت عن أبى سعيد الخدرى)

Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem içilecek şeye üflemekten nehyetmişti. Bunun üzerine bir adam; ″Suyun yüzünde çer çöp görürsem ne yapayım″ diye sordu. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem; ″Çöp düşünceye kadar dök″ dedi. O adam yine; ″Üflemeye mecburum. Çünkü bir nefesle içmekle suya kanmıyorum″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem; ″Nefes alırken kabı ağzından uzaklaştır″ diye buyurdu.[7]

Dışarıda kadınların başlarının açık olması âyette açıkça geçtiği üzere, zâten haramdır. Erkeklerin başlarının açık olması; yemesi, içmesi, ibâdet yapması vs. ise, mekruhtur. Zîrâ Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem:

اِئْتُوا الْمَسَاجِدَ حُسَّرًا وَمُقْنِعِينَ فَاِنَّ ذَلِكَ مِنْ سِيمَاءِ الْمُسْلِمِينَ (عد وبن عساكر عن علي)

″Mescitlere başları örtülü olarak gelin! Çünkü başları örtmek, Müslümanların simâsındandır (alâmetlerindendir)[8] diye buyurmuştur.

Zemzemi ise, ayakta içmek müstehabdır. Bu hususta İbn-i Abbas Radiyallâhu anhumâ’dan:

سَقَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ زَمْزَمَ فَشَرِبَ قَائِمًا (ه عن ابن عباس)

″Ben, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’e Zemzem ikram ettim, ayakta içti″[9] diye nakledilmiştir. Zemzemi, yönünü Kâbe’ye dönerek, ayakta, başı açık, sağ elle, tekbir getirip ″Besmele″ çekerek, tıpkı Hacer annemizin suyu ilk bulduğunda kana kana içtiği gibi içmek ve içtikten sonra da ″Elhamdulillâh″ ve ″Essalâtü vesselâmü aleyke Yâ Resûlallâh″ demek, Zemzem içmenin âdabındandır.

Hulâsa; zemzem suyu ile abdestten artan su ayakta içilir. Bu hususta rivâyet vardır.[10]

Yine su içme âdâbına dair Hadis-i Şerif’te:

لَمْ يَكُنْ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَنْفُخُ فِي طَعَامٍ وَلَا شَرَابٍ وَلَا يَتَنَفَّسُ فِي الْإِنَاءِ (ه عن ابن عباس)

″Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem, bir şeyi yerken ve içerken üflemez ve kabın içinde nefes almazdı″[11] diye buyrulmuştur.

Su ve yemek kaplarının ağzının kapalı olması gerektiğine dair Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

أَغْلِقْ بَابَكَ وَاذْكُرْ اسْمَ اللّٰهِ فَإِنَّ الشَّيْطَانَ لَا يَفْتَحُ بَابًا مُغْلَقًا وَأَطْفِ مِصْبَاحَكَ وَاذْكُرْ اسْمَ اللّٰهِ وَخَمِّرْ إِنَاءَكَ وَلَوْ بِعُودٍ تَعْرِضُهُ عَلَيْهِ وَاذْكُرْ اسْمَ اللّٰهِ وَأَوْكِ سِقَاءَكَ وَاذْكُرْ اسْمَ اللّٰهِ (د عن جابر)

″Besmele çekerek kapını kapa. Çünkü şeytan, Besmele ile kapanan bir kapıyı açamaz. Besmele çekerek kandilini (yanan bir ateşi) söndür. Besmele çekerek, enine koyacağın bir ağaç par­çası ile de olsa yemek kabının ağzını ört. Yine Besmele çekerek su kabının ağzını da ört.″[12]

غَطُّوا الْإِنَاءَ وَأَوْكُوا السِّقَاءَ فَإِنَّ فِي السَّنَةِ لَيْلَةً يَنْزِلُ فِيهَا وَبَاءٌ لَا يَمُرُّ بِإِنَاءٍ لَيْسَ عَلَيْهِ غِطَاءٌ أَوْ سِقَاءٍ لَيْسَ عَلَيْهِ وِكَاءٌ إِلَّا نَزَلَ فِيهِ مِنْ ذَلِكَ الْوَبَاءِ (م عن جابر)

″Yemek kabını örtün. Su kabını kapayın. Çünkü senede bir gece vardır ki, o gecede vebâ iner. Üstü örtülmemiş hangi yemek kabına yahut üstü kapanmamış hangi su kabına uğrarsa, o belâdan içine mutlaka inip düşer.″[13]

Bir kimse gerek ırmakta, gerekse havuzda su içeceği zaman hayvan gibi eğilip de içmemelidir. Eğer içecek bir tas bulamazsa, avucuna doldurarak edeb ve terbiye kurallarına uygun içmelidir. Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem bir Hadis-i Şerif’inde:

اغْسِلُوا أَيْدِيَكُمْ ثُمَّ اشْرَبُوا فِيهَا فَإِنَّهُ لَيْسَ إِنَاءٌ أَطْيَبَ مِنْ الْيَدِ (ه هب عن ابن عمر)

″Elinizi yıkayın. Sonra avucunuzda su için. Elden daha güzel ve hoş bir kap yoktur″[14] diye buyurmuştur.

Su kabını eksik bırakmayıp iyice doldurmalıdır. Böyle yapmakla Mecûsilerin yaptığını yapmamış oluruz. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem:

اِتْرَعُوا الطُّسُوسَ وَخَالِفُوا الْمَجُوسَ (هب خط فر عن ابن عمر)

″Tasları doldurun, Mecûsilere muhalif olun″[15] diye buyurmuştur.

Suyun soğuğunu ve lezzetli olanını içmelidir. Soğuk su hem harareti çabuk giderir, hem de bedene yararlı olur, hem de hamdü senâya sevk eder. Hadis-i Şerif’te:

كَانَ أَحَبُّ الشَّرَابِ إِلَى رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْحُلْوَ الْبَارِدَ (ت حم عن عائشة)

″Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’in en çok sevdiği içecek, tatlı ve soğuk içeceklerdi″[16] diye buyrulmuştur.


[1] Sahih-i Müslim, Eşribe 14 (113).

[2] Sahih-i Müslim, Eşribe 14 (116).

[3] Sünen-i İbn-i Mâce, Et’ime 8.

[4] Taberânî, Mu’cem’ul-Kebir, Hadis No: 1228; Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 554/14; Sünen-i Ebû Dâvud, Eşribe 19; Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 17861.

[5] Sahih-i Buhârî, Vudû 18; Sünen-i Nesâî, Tahâre 43; Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 51/3.

[6] Taberânî, Mu’cem’ul-Kebir, Hadis No: 10324; Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 536/4.

[7] Sünen-i Tirmizî, Eşribe 15.; Riyâz’üs-Sâlihin, Hadis No:768.

[8] Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 5/13; Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 41143.

[9] Sünen-i İbn-i Mâce, Eşribe 21.

[10] Mecmâ’ul-Âdab, s. 478.

[11] Sünen-i İbn-i Mâce, Et’ime 18; Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 548/8.

[12] Sünen-i Ebû Dâvud, Eşribe 22; Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 75/14.

[13] Sahih-i Müslim, Eşribe 12; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 14301.

[14] Sünen-i İbn-i Mâce, Eşribe 25; Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 41039.

[15] Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 26240; Beyhakî, Şuab’ul-Îman, Hadis No: 5572.

[16] Sünen-i Tirmizî, Eşribe 21; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 22971.