Ortak Alacaklıdan Birisinin Uzlaşması (sulh olması):

- Ortak alacaklı olan iki kişiden birisi, borçlu olan şahıs üzerindeki kendisinin hissesi olan borcun yarısından dolayı bir elbise üzerine sulh olsa; diğer ortakçı muhayyer olup, isterse borçludan alacağının yarısını talep eder, isterse de o elbisenin yarısını ortakçısından ister. Ancak sulh olan ortakçı, diğer ortakçısına borcun yarısını ödemeye kefil olursa, sulh olmayan ortakçı, borçludan kendi hissesi olan yarısını isteyemez. Üzerine sulh yapılan elbisenin yarısını alır.

- İki ortakçıdan birisi, kendilerine borçlu olan şahsın zimmetinde olan borçtan bir şey alsa, diğer ortakçısı alınan şeyde ona ortakçı olur. Borçlu olan şahıs üzerinde geri kalan kısmı beraber alıp, aralarında taksim ederler.

- İki ortakçıdan birisi, kendi hissesi olan alacağına karşılık bir miktar kumaş alsa, diğer ortak muhayyer olur. İsterse ortağından almış olduğu kumaşın yarısını alır. Zîrâ onun ortaklık hakkı vardır ve bu da onun borcunun karşılığıdır. Bunu tercih ederse, ortağının yapmış olduğunu tasdik etmiş olur. Ancak ortağı, alacağın dörtte birini kendisine verirse, o zaman alamaz. Çünkü onun hakkı borçtadır, kumaşta değildir. Yahut isterse, borçluyu takip ederek alacağının yarısını alır. Çünkü borçtaki hissesi, borçlunun zimmetinde kalmaya devam etmektedir. Çünkü alacaklı borçluya; hissesine düşen parayı başkasına vermesine izin vermiş değildir.

Eğer alacaklılardan birisi kendi hissesinden borçlularını berî kılsa (bağışlasa) yahut kendi hissesiyle borçluları olan kimseye eskiden vereceği bulunup onunla ödeşmiş olsa, ortağı kendisinden bir şey isteyemez.

İki ortakçıdan birisi borçlularından kendi hissesinin birazını berî kılsa (bağışlasa), geriye kalan alacakları hisselerine göre aralarında taksim edilir. Meselâ; iki ortakçının, bir şahısta yirmi dirhem alacakları olsa, ikisinden birisi o şahsı beş dirhemden berî kılsa; geriye kalan on beş dirhem hisselerine göre taksim olunur. Berî kılan kimse beş dirhem, diğeri on dirhem alır.

- Ortaklaşa selem akdi yapan (peşin para veya mal verip, veresiye bir mal satın alan) iki ortakçıdan birisi, sermâyeden kendi hissesine düşen miktardan sulh olsa, İmam-ı Âzam ile İmam Muhammed’e göre; câiz olmaz. Bu sulh akdi, ortağın tasdikine bağlı kalır. Ortağı reddederse, bu sulh esastan bozulur ve üzerine selem yaptıkları (sipariş ettikleri) şey, eski hâli üzerine ortaklaşa ikisinin olur. Ama ortağı tasdik ederse, sulh akdi her ikisi için geçerli olur ve sermâyenin yarısı ile üzerine selem yaptıkları şeyin yarısı ortaklaşa ikisinin olur. İmam Ebû Yusuf’a göre; bu durumda yapılan sulh câiz olur ve sermâyenin yarısı kendisinin olur. Ortağı da dilerse aldığının yarısını kendisinden alır, dilerse o yarıyı dâvalıyı takip ederek ondan ister. Ama o yarı, dâvalının yanında telef olursa, bu defa ortağına dönerek aldığının yarısını ister. İmam-ı Âzam ile İmam Muhammed’e göre ise; iki ortakçıdan birisinin zimmetinde olan borcun taksim edilmesi lâzım olur, bu ise câiz değildir.