İŞÇİNİN SORUMLULUĞU:

İşçiler, genel işçi ve özel işçi olmak üzere ikiye ayrılır.

1- Genel işçi (ortak ecîr): Birden fazla kimseler için bir işi yapmak üzere kendini kirâya veren şahıstır. Kendisine verilen işi bitirmedikçe ücreti hak etmiş olmaz. Boyacı, çamaşırcı gibi.

Genel işçiye teslim edilen mal telef olsa, mal sahibi telef olduğu takdirde onun ödemesini şart koşsa dahi, kendi kusuru olmadığı müddetçe o malı ödemez. Bu mal, onun elinde bir emânet hükmünde olup telef olması hâlinde İmam-ı Âzam’a göre ondan bir şey tazmin edilmez. Fetvâ da bunun üzerinedir. Bu, aynı zamanda İmam Züfer’in de görüşüdür. İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed’e göre ise; gasp ve hırsızlık gibi korunması mümkün olan bir sebeple telef olursa, o malı öder. Ölüm, büyük yangın, inatçı düşman gibi sakınılması mümkün olmayan bir sebeple zâyi ve telef olursa, o malı ödemez.

Çalışanın hatâsından dolayı telef olan mal, ona ödettirilir. Meselâ; çamaşırcı, yıkamak için aldığı elbiseyi fazla vurmakla yırtması, hamalın ayağı kayıp sırtındaki yükü bağladığı ip kopup yükün düşerek bozulması, bir kayıkçı bir malı bir yere ücret karşılığı götürürken kendisinin çekmesiyle kayığın batması gibi kendi hatâsından dolayı telef olursa, ittifakla onu öder. Ancak bir kayıkçı, insanları bir yere ücret ile götürürken kendisinin çekmesinden dolayı kayık batıp, içinde bulunan insanlar ölseler, kayıkçı onların diyetini ödemez. Yine bir kimse, bir şahsı belirli bir yere hayvan üzerinde götürürken, o şahıs hayvandan düşüp ölse, götüren kimse o şahsın diyetini ödemez. Çünkü lâzım gelen şey, insan diyeti olup bu da akitle değil, cinâyetle vâcip olur. Bu nedenledir ki diyet, suçlunun akrabalarına lâzım gelir. Akitlerden doğan tazminatları ise akrabalar ödemez. Aynı şekilde doktor, insanlardan tedâvi maksadıyla kan alan, sünnetçi, baytar, cerrâh gibi mesleklerinde ehil olan kimselerin haddi aşmadıkça, yaptıkları işlerden dolayı ölüm hadisesi meydana gelse, bunların diyetlerini ödemezler.

Bir kimse bir şahsı Fırat’tan su getirmesi için kirâlasa, o şahsın elinde bulunan su küpü kırılsa, küp sahibi muhayyer olup isterse o şahsa küpün kıymetini ilk yüklendiği yerde ödettirir, ücretini vermez, dilerse küpün kırıldığı yerde ödettirir, gittiği mesafenin ücretini verir. Çünkü bu şahsın, küpün kıymetini ödemesinin sebebi kendi ihmalinden dolayıdır.

2- Özel işçi (has ecîr): Yalnız bir kimsenin işini yapmak üzere kendisini kirâya veren şahıstır. Bu kişiye ″Ecîr-i vahd (bir kişi için çalışan)″ de denilmiştir. Bu kişi, anlaştıkları hizmet müddetinde kendisini teslim etmekle, ücreti hak etmiş olur. Meselâ; bir kimse, bir şahsı; hizmet etmek yahut koyunlarını gütmek üzere bir seneliğine kirâlasa, o şahıs bir sene çalışınca, ücreti hak etmiş olur.

Elinde veya çalışmasıyla telef olan mal, özel işçiye ödettirilmez. Çünkü o malı sahibinin rızâsıyla teslim almıştır. Meselâ; tek bir kişinin hizmetçisi olan şahıs, güttüğü koyunlardan birini kurt yese yahut yıkamak için aldığı elbiseyi fazla sıkmakla yırtsa onları ödemez.