ORTAKLIK (ŞİRKET)

″Şirket″ lügatta; ortak olmak anlamındadır. Fıkhî bir terim olarak da; bir malda, bir işte, bir kârda veya bir mal ile bir işte ve kârda en az iki kişinin isteyerek veya istemeyerek ortak olmalarıdır.

Ortaklık meşrû kılınmıştır. Zîrâ Ebû Hüreyre Radiyallâhu anhu’dan nakledilen bir Hadis-i Kudsî’de, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem, Allah’u Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

أَنَا ثَالِثُ الشَّرِيكَيْنِ مَا لَمْ يَخُنْ أَحَدُهُمَا صَاحِبَهُ فَإِذَا خَانَهُ خَرَجْتُ مِنْ بَيْنِهِمَا (د عن أبى هريرة)

″Ortaklardan biri, arkadaşına hıyânet etmediği müddetçe ben iki ortağın üçüncüsüyüm. Ama birisi diğerine hıyânet edince aralarından çekilirim.″[1]

Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem de şöyle buyurmuştur:

يَدُ اللّٰهِ عَلَى الشَّرِيكَيْنِ مَا لَمْ يَخُنْ أَحَدُهُمَا صَاحِبَهُ فَإِذَا خَانَ أَحَدُهُمَا صَاحِبَهُ رَفَعَهَا عَنْهُمَا (قط عن أبى حبان التيمى عن أبيه)

″Ortaklardan biri diğerine hıyânet etmediği müddetçe, Allah’ın kudret eli her iki ortağın üzerindedir. Biri arkadaşına hıyânet ederse, Allah’u Teâlâ, kudret elini üzerlerinden kaldırır.″[2]

Sâib Radiyallâhu anhu, bez ve deri ticaretinde Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’in ortağı idi. Rivâyet edildiğine göre:

أَنَّ السَّائِبَ بْنَ شَرِيكٍ جَاءَ إلَى رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: أَتَعْرِفُنِي؟ فَقَالَ: وَكَيْفَ لَا أَعْرِفُكَ وَكُنْتَ شَرِيكِي وَكُنْتَ خَيْرَ شَرِيكٍ لَا تُدَارِي وَلَا تُمَارِي. (ه د عن السائب)

Sâib b. Şerîk Radiyallâhu anhu, (Mekke-i Mükerreme’nin fethi günü) Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’e gelerek; ″Beni tanıdınız mı?″ diye sormuş. Peygamber Efendimiz de: ″Seni nasıl tanımam, sen benim ortağım idin, sen hayırlı bir ortaktın. Ne gizli düşmanlık besler, ne de açıktan mücâdelede bulunurdun″ buyurmuştur.[3]

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’e Peygamberlik verildiği zamanda insanlar ortaklık yapıyorlardı. Peygamber Efendimiz, onları bundan menetmemiştir. Böylece ortaklık, hiçbir itiraz olmadan günümüze kadar gelmiştir. Böylece buna dair bir icmâ oluşmuştur.

Bu deliller, İslâmiyetin ortaklığı câiz gördüğüne delâlet etmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de de buna delâlet eden âyetler vardır. Meselâ; Sûre-i Sad, Âyet 24’te: ″Ortakların çoğu birbirine haddi aşarlar. Ancak îman edenler ve sâlih amellerde bulunanlar müstesnâ. Bunlar ise azdır″ diye buyrulmaktadır.

Ortaklık; mülk ortaklığı ve akit ortaklığı olmak üzere iki kısımdır


[1] Süne-i Ebû Dâvud, Buyu’ 27.

[2] Süne-i Dârekutni, Buyû 1, Hadis No: 2974; Mevsilî, Kitâb’ul-İhtiyâr, III/13.

[3] Serahsî, Mebsut, c. 13, s. 361; Sünen-i İbn-I Mâce, Ticaret 63; Sünen-i Ebû Dâvud, Edeb 20; Mebsut Tercümesi, c. 11, s. 245; Feth’ul-Kadir, c. 13, s. 446; Mevsilî, Kitâb’ul-İhtiyâr, III/13.