Tâlip Olunması Helal Olan Kadınlar:

Bir kıza tâlip olabilmek için şu iki şartın bulunması gerekir:

1- Şer’an evlenilmesi haram olan kimselerden olmamalıdır. Ebedî olarak haram kılınmış olan kız kardeş, hala, teyze, geçici olarak haram kılınmış olan baldız ve evli kadın gibi kimselerle evlenmek haramdır.

Boşanmış veya kocası ölmüş olması sebebiyle iddet bekleyen bir kadına da dünür olunmaz. Ancak iddet süresi içerisinde onunla evlenme isteğinin dolaylı yollarla belli edilmesinde bir sakınca yoktur. Bu sebeple boşanan bir kadın, iddet müddetini tamamlamadan başka birisiyle evlenemez. Boşanan kadın, üç âdet devresi olan iddet müddetini; kocası vefat eden kadının da dört ay on gün olan iddet süresini muhakkak beklemesi gerekir. Bu hususta Allah’u Teâlâ Sûre-i Bakara, Âyet 235’te şöyle buyurmaktadır:

″Kocalarının vefâtıyla iddet bekleyen kadınlarla nikâhlanmaya tâlip olursanız, bunu gizli bir şekilde söylemenizde veya gönlünüzde bunu tutmanızda bir günah yoktur. Allah’u Teâlâ bilir ki, sizler (böyle durumlarda sabır ve sukûnet edemez) onlara mutlaka rağbetinizi belli edersiniz. Onlarla gizlice vaadleşmeyin. Ancak meşrû bir şey konuşmanız müstesnâ.[1] İddetleri tamam olmadıkça, onlarla nikâha azmetmeyin. Bilin ki, şüphesiz Allah’u Teâlâ gönüllerinizde olanı hakkıyla bilir. O’nun azâbından korkun ve bilin ki, şüphesiz Allah’u Teâlâ çok bağışlayandır, Halîm’dir (cezâ vermekte acele etmez).″

Bu hususta geniş bilgi için ″Talâk″ bahsine bakınız.

2- Tâlip olunacak kız, önceki tâlibinden ayrılmış olmalıdır: Kendisine tâlip olunmuş durumda olan bir kadına tâlip olmak câiz değildir. Zîrâ daha önce de geçtiği üzere Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

لَا يَبِعْ أَحَدُكُمْ عَلَى بَيْعِ أَخِيهِ وَلَا يَخْطُبْ عَلَى خِطْبَةِ أَخِيهِ إِلَّا أَنْ يَأْذَنَ لَهُ (حم خ عن ابن عمر)

″Sizden biriniz Müslüman kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın. Müslüman kardeşinin hıtbesi (evlenme teklifi) üstüne de, izni olmadıkça hıtbe yapmasın (teklifte bulunmasın).[2]


[1] Yani onlarla zinâ ve çirkin bir fiil için anlaşmayın. Onlarla meşrû yollarla konuşun, demektir.

[2] Sahih-i Buhâri, Nikâh 15.