YEMİN

″Yemin″ lügatta; kuvvet mânâsına gelir. Yeminin bir diğer mânâsı da ″Sağ el″ demektir. Şeriatta; bir işi yapmak veya yapmamak için verilen kararı kuvvetlendirmek için Allah adına yapılan yemindir veya kadını boşama, köle âzat etme gibi bir şeye bağlamak sûretiyle yapılan yeminden ibârettir. Meselâ; ″Vallâhi, falan işi yaptım veya yapmadım″ veya ″Falan işi yaparsam veya yaptım ise, kölem azad olsun″ demek gibi.

Yemin eden kimsenin akıllı, ergenlik çağında, Müslüman ve mükellef olması şarttır. Delinin, çocuğun ve Müslüman olmayan bir kimsenin yeminine itibar edilmez. Müslüman olmayan bir kimse yemin etse, sonra Müslüman olup yeminini bozsa, keffâret lâzım gelmez. Uyuyanın yeminleri de geçerli değildir. Fakat sarhoşluk veren şeylerden birini içen veya kullanan sarhoşun yemini, aklı başında olanın yemini gibidir. Çünkü onun sarhoşluğu, kendi kasıt ve iradesine bağlıdır. Onun için ettiği yemine bağlı kalmazsa yemini bozulmuş olur.

Fıkıhta yeminin altı ismi vardır: Kasem, yemin, halif (hilf diye de okunur), ahd, mîsâk ve ilâ.