Mescitlerle İlgili Hükümler:

1- Devamlı olarak imam ve müezzini bulunan bir mescitte, namaz kılındıktan sonra tekrar o namazın cemaat hâlinde veya tek olarak ezan ile, kamet ile kılınması mekruhtur. Fakat ezan ve kamet okumaksızın, bâzı kimselerin tekrar cemaatle o namazı kılmaları sahih olan kavle göre mekruh değildir. Ancak sonradan kılınan bu namazın mescidin mihrabının başka bir tarafında kılınması gerekir.

2- İtikafa girmeyen kimsenin mescit içinde yemek yemesi ve uyuması mekruhtur. Fakat bir görüşe göre; memleketinden uzak kalmış kimsenin yemesi ve uyuması câizdir.

3- Mescitlere laubali bir vaziyette girilemez. Meselâ kolları sıvalı, palto omuzlara atılmış bir tarzda girmek uygun olmaz.

4- Mescit içinde kuyu kazılmaz. Eskiden beri mevcut ise, olduğu gibi kalabilir. Eğer mescit içerisinde abdest almak için hazırlanmış bir yer yoksa orada abdest alınmaz.

5- Mescit kapılarını namaz vakitlerinden sonra kapamak mekruhtur. Ancak içindeki eşyanın çalınmasından korkulursa kilitlenebilir. Bu durumda da insanların namaz kılması için uygun bir yer tahsis edilmelidir.

6- Mescide girmeyi âdet edinen kimsenin imanına şâhitlik edilir. Bu hususta Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

اِذَا رَأَيْتُمْ الرَّجُلَ يَعْتَادُ الْمَسْجِدَ فَاشْهَدُوا لَهُ بِالْإِيمَانِ (ت عن أبى سعيد)

″Mescide girmeyi adet edinen kimseyi gördüğünüz vakit, o kimsenin îmanına şâhitlik edin.″[1]

Bu sebeple bir sefer dahi olsa camide namaz kıldığı görülen bir kimsenin cenâze namazı kılınır. Ancak ömründe hiç namaz kıldığı görülmeyen kimsenin imanına şâhitlik yapılmaz ve cenâze namazı da kılınmaz.

7- Bir kimse bir mescit yapsa, o mescit yoluyla beraber kendi mülkünden ayırıp, orada namaz kılınmasına izin verinceye ve o mescitte bir kimse namaz kılıncaya kadar, o mescid, o kimsenin mülkünden çıkmış olmaz. İmam Ebû Yusuf’a göre de; gerek mescit olsun, gerek mescitten başka şey olsun, vakfeden kimsenin sâdece ″Ben, burayı vakfettim″ demesiyle o yer, o kimsenin mülkünden çıkar.

8- Bir mescit insanlara dar gelecek olsa, yanında bütün insanlara ait yol bulunsa, o yol mescide katılır. Aksi de böyledir. Meselâ; yol Müslümanlara dar gelecek olsa; yanında mescit bulunsa, mescitten alınıp yola katılır.

9- Hasta bir kimsenin, hasta iken vakfetmesi vasiyettir. Malının ancak üçte birini vakfedebilir.


[1] Sünen-i Tirmîzî, Tefsîr’ul-Kur’ân 10; Mecmâ’ul-Âdab, s. 31.