ÖZÜR SAHİPLERİNE AİT MESELELER:

Abdesti bozan ve devam eden şeye ″Özür″ denir. Meselâ: Zaman zaman burun kanaması, herhangi bir uzvundan bir kanın çıkıp akması, bir ağrıdan dolayı göz sulanması, mesâneden idrar gelmesi birer özürdür. Bir kimsenin müptelâ olduğu özür, bir vaktin başından sonuna kadar devam edip vaktin içinde abdest alıp namaz kılacak kadar kesilmezse, o kimseye ″Özür sahibi″ denir.

Özür sahibi olan kimse, her namaz vakti abdest alır. O vakit içinde aldığı abdest ile sahip olduğu özürden başka abdestini bozacak bir şey olmadıkça dilediği kadar farz, vâcip, sünnet, nâfile namaz kılabilir. Hattâ kazâya kalmış namazlarını da kılabilir. Vitir, bayram ve cenâze namazlarını da kılabilir. Kişinin özrü devam ettiği sürece hüküm böyledir. Vaktin çıkmasıyla da özür sahibinin abdesti bozulur. Meselâ: Bir özür sahibi, sabah namazı için tam vaktinde abdest alsa, bu abdest, sabah namazı vaktinin çıkmasına kadar devam eder. Bu vaktin çıkmasıyla, yani güneşin doğması ile son bulmuş olur. Fakat bu özür sahibi güneşin doğmasından sonra alacağı bir abdest ile öğle vaktinin sonuna kadar dilediği namazları kılabilir. Bu fetvâ, İmam-ı Âzam ve İmam Muhammed’e göredir. Hâsılı; özürlü kimselerin abdestleri bir namaz vaktinin girmesiyle bozulmaz, çıkmasıyla bozulur. Yani özür sahibinin abdestini vaktin çıkması, bir de vaktin içinde özründen başka abdesti bozan şeylerden birinin meydana gelmesi bozar.

Bir özür sahibi, özrü kesilmiş olduğu halde başka bir hadesten dolayı abdest alıp da bundan sonra müptelâ olduğu özrü yine zuhur etse abdesti bozulmuş olur, yeniden abdest alması gerekir. Çünkü evvelki abdesti bu özürden dolayı değildi.

Özürlü bir kimse özrünün meydana gelmesini bir şekilde önlese, meselâ; oturarak veya secde yerine îma ederek veya özrün yerini kolayca tıkayarak özrün meydana gelmesine mâni olabilse, artık özür sahibi hükmüne tâbi olmaz.

Özürlü kimsenin çamaşırına özründen dolayı bulaşan pislikler, özrü devam ettikçe namazının sıhhatine mâni olmaz. Hattâ bir dirhem (3,2 gr.) miktarından fazla olsa bile. Yani namaza engel olan ölçü miktarını taşmış olsalar bile, namaza engel sayılmazlar.

Namaz vakitlerinden bir vaktin içinde bir kimsenin müptelâ olduğu özür, aslâ meydana gelmezse işte o vakit o kimse özürlükten kurtulmuştur.