NAHL SÛRESİ

﴿ وَلَا تَتَّخِذُٓوا اَيْمَانَكُمْ دَخَلًا بَيْنَكُمْ فَتَزِلَّ قَدَمٌ بَعْدَ ثُبُوتِهَا وَتَذُوقُوا السُّٓوءَ بِمَا صَدَدْتُمْ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۚ وَلَكُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ ﴿٩٤﴾ وَلَا تَشْتَرُوا بِعَهْدِ اللّٰهِ ثَمَنًا قَل۪يلًاۜ اِنَّمَا عِنْدَ اللّٰهِ هُوَ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿٩٥﴾ مَا عِنْدَكُمْ يَنْفَدُ وَمَا عِنْدَ اللّٰهِ بَاقٍۜ وَلَنَجْزِيَنَّ الَّذ۪ينَ صَبَرُٓوا اَجْرَهُمْ بِاَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿٩٦﴾

94-96. Ey Mü’minler! Yeminlerinizi aranızda hile ve fesat sebebi yapmayın. Aksi halde, istikâmette sâbit olan ayaklarınız kayar ve Allah yolundan dönmeniz sebebiyle azâbı tadarsınız. Ve (âhirette) sizin için büyük bir azap olur.* Allah adına verdiğiniz ahdi, değersiz menfaatler ile değiştirmeyin. Eğer bilirseniz, Allah katındaki sizin için daha hayırlıdır.* Sizin yanınızdakiler son bulur, Allah’ın katındakiler ise bâkidir. Ve elbette (ahde vefâ için) sabredenleri, amellerinin daha güzeliyle mükâfatlandırırız.