BAKARA SÛRESİ

﴿ وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَقَفَّيْنَا مِنْ بَعْدِه۪ بِالرُّسُلِ وَاٰتَيْنَا ع۪يسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَاَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِۜ اَفَكُلَّمَا جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ بِمَا لَا تَهْوٰٓى اَنْفُسُكُمُ اسْتَكْبَرْتُمْۚ فَفَر۪يقًا كَذَّبْتُمْۘ وَفَر۪يقًا تَقْتُلُونَ ﴿٨٧﴾

87. Yemin olsun ki, Mûsâ’ya kitabı (Tevrat’ı) verdik ve müteakiben başka Peygamberler gönderdik. Meryem oğlu Îsâ’ya da mûcizeler verdik ve onu Rûh’ül-Kudüs ile destekledik. Sizler ise her ne vakit nefislerinizin hoşlanmadığı bir emir ile Peygamber gelince, kibirlenerek, onlardan bir kısmını yalanlayıp diğer bir kısmını da öldürmediniz mi?

İzah: Yahudiler, birçok Peygamberi öldürdükleri gibi, Îsâ Aleyhis-selâm’ı da öldürmeye çalışmışlar, fakat buna muvaffak olamamışlardır. Allah’u Teâlâ, Îsâ Aleyhisselâm’ı göğe yükseltmiştir. Kıyâmete yakın bir zamanda da Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem’in ümmeti olarak yeryüzüne indirecektir. Bu hususta geniş bilgi için Sûre-i Nisâ, 157-159 ve izahlarına bakınız.

Âyet-i Kerîme‘de geçen ″Rûh’ül-Kudüs″ ifadesinden maksat da, Cebrâil Aleyhisselâm’dır. Birçok Hadis-i Şerif’te bu ifade geçmekte ve Cebrâil Aleyhisselâm kastedilmektedir.

Bu hususta Hz. Âişe Radiyallâhu anhâ şu Hadis-i Şerif’i nakleder:

كَانَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَضَعُ لِحَسَّانَ مِنْبَرًا فِى الْمَسْجِدِ يَقُومُ عَلَيْهِ قَائِمًا يُفَاخِرُ عَنْ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَوْ قَالَ يُنَافِحُ عَنْ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَيَقُولُ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اِنَّ اللّٰهَ يُؤَيِّدُ حَسَّانَ بِرُوحِ الْقُدُسِ مَا يُفَاخِرُ أَوْ يُنَافِحُ عَنْ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ (خ ت عن عائشة)

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şair olan Hassan’a Mescitte bir minber koyar, Hassan’da onun üzerinde durarak, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’i öven veya müdâfaa eden kasideler söylerdi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem de: ″Allah’ın Resûlünü övdüğü veya müdâfaa ettiği sürece Allah’u Teâlâ Hassan’ı, Rûh’ül-Kudüs (Cebrâil Aleyhisselâm) ile destekler″ derdi.[1]

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

يَا حَسَّانُ اُهْجُ الْمُشْرِكِينَ وَجِبْرِيلُ مَعَكَ إِذَا حَارَبَ أَصْحَابِي بِالسِّلاحِ فَحَارِبْ أَنْتَ بِاللِّسَانِ (خط كر عن حسان بن ثابت)

″Yâ Hassan! Müşrikleri hicvet (şiir ile aşağılayarak onlarla mücâdele et). Cebrâil seninle beraberdir. Ashâbım silahla harp ettiklerinde sen de durma, lisânla harp et.″[2]

İşte bu şekilde Resûlullah Sallallâhu aleyhi vesellem: ″Cebrâil seninle beraberdir″ diye Hassan Radiyallâhu anhu’ya açıktan söylerdi.

Yine Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ كَلَّمَهُ رُوحُ الْقُدُسِ لَمْ يُؤْذَنْ لِلْأَرْضِ أَنْ تَأْكُلَ مِنْ لَحْمِهِ (السيوطي، الدر المنثور عن الحسن)

″Rûh’ül-Kudüs’ün kendisiyle konuştuğu kişinin bedenini toprağın yemesine izin verilmez.″[3]

﴿ وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ اٰمِنُوا بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا نُؤْمِنُ بِمَٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا وَيَكْفُرُونَ بِمَا وَرَٓاءَهُ وَهُوَ الْحَقُّ مُصَدِّقًا لِمَا مَعَهُمْۜ قُلْ فَلِمَ تَقْتُلُونَ اَنْبِيَٓاءَ اللّٰهِ مِنْ قَبْلُ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ ﴿٩١﴾

91. Onlara: ″Allah’ın indirdiği Kur’ân’a îman edin!″ denildiği zaman, ″Biz ancak bize indirilene îman ederiz″ derler ve ondan sonra gelen Kur’ân’ı inkâr ederler. Halbuki Kur’ân, onlardaki Tevrat’ı tasdik eden hak bir kitaptır. Ey Resûlüm! Onlara de ki: ″Mademki (Tevrat’a) îman ediyorsunuz, niçin daha önce gelen Allah’ın Peygamberlerini öldürdünüz?″


[1] Sahih-i Buhârî, Edeb 91; Sünen-i Tirmizî, Edeb 103.

[2] Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 496/7; Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 7995.

[3] Celâleddin es-Suyûtî, ed-Dürr’ül-Mensûr, c. 1, s. 371.