TAHRÎM SÛRESİ

﴿ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا تُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ تَوْبَةً نَصُوحًاۜ عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۙ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللّٰهُ النَّبِيَّ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُۚ نُورُهُمْ يَسْعٰى بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَبِاَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَٓا اَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَاۚ اِنَّكَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ ﴿٨﴾

8. Ey îman edenler! Allah’a tevbe-i nasûh ile tevbede bulunun. Umulur ki Rabbiniz, günahlarınızı örter ve sizi altlarından nehirler akan Cennetlere girdirir. O gün ki Allah’u Teâlâ, Peygamberini ve onunla beraber îman etmiş olanları rüsvay etmez. Onların nûrları, önleri ve sağ tarafları arasında koşar. (Sırata vardıklarında münâfıkların nûru söndüğü vakit) derler ki: ″Ey Rabbimiz! Bizim nûrumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen her şeye kâdirsin.″

İzah: Bu Âyet-i Kerîme ile ilgili olarak Numân İbn-i Beşîr şöyle bir hutbe okumuştur:

سَمِعْتُعُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِرَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ يَقُولُيَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللّٰهِ تَوْبَةً نَصُوحًاقَالَ يُذْنِبُ الذَّنْبَ ثُمَّ لَا يَرْجِعُ فِيهِ (ابن كثير، التفسير القران العظيم عن عمر)

Ömer b. el-Hattab Radiyallâhu anhu’nun: ″Ey îman edenler! Allah’a tevbe-i nasûh ile tevbede bulunun…″ âyeti hakkında; ″İşlenilen günahtan sonra, ona bir daha dönmemek üzere tevbe edin″ mânâsını verdiğini işittim.[1]

Tevbe hakkında Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

كُلُّ بَنِي آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ (ه عن انس)

″İnsanoğlunun hepsi günah işler. Günah işleyenlerin en hayırlısı ise işlediği günaha pişman olup tevbe edendir.″[2]

Tevbenin şartları şunlardır: Evvelki günahlara pişman olup bir daha işlememeye niyet etmektir, günah ehlinden arkadaşlarını terk edip tevbekârlar ile beraber olmaktır ve kalan ömrünü ibâdete sarf etmektir. Bu şartlar ile her kim tevbe ederse, hiç günah işlememiş gibi olur.

Bu hususta Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

اَلتَّائِبُ مِنَ الذَّنْبِ كَمَنْ لَا ذَنْبَ لَهُ (ه عن أبي عبيدة بن عبد اللّٰه)

″Günaha tevbe eden, hiç günah işlemeyen kimse gibidir.″[3]

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem bir diğer Hadis-i Şerif’inde de şöyle buyurmuştur:


[1] İbn-i Kesir, Tefsir’ul-Kur’ân’il-Azim, c. 8, s. 168.

[2] Sünen-i İbn-i Mâce, Zühd 30.

[3] Sünen-i İbn-i Mâce, Zühd 30; Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 196/12.