ZÂRİYÂT SÛRESİ

﴿ اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۙ ﴿١٥﴾ اٰخِذ۪ينَ مَٓا اٰتٰيهُمْ رَبُّهُمْۜ اِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذٰلِكَ مُحْسِن۪ينَۜ ﴿١٦﴾ كَانُوا قَل۪يلًا مِنَ الَّيْلِ مَا يَهْجَعُونَ ﴿١٧﴾ وَبِالْاَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ ﴿١٨﴾ وَف۪ٓي اَمْوَالِهِمْ حَقٌّ لِلسَّٓائِلِ وَالْمَحْرُومِ ﴿١٩﴾

15-19. Muhakkak ki takvâ sahipleri, Cennetlerde ve pınar başlarındadır.* O halde ki, Rablerinin ihsan ettiği şeyleri râzı olmuş olarak alırlar. Çünkü onlar, bundan önce (dünyâda iken) güzel amellerde bulunurlardı.* Onlar, geceleri az uyurlardı* ve seherlerde istiğfar ederlerdi.* Onların mallarında, dilenen ve yoksul kimseler için hak vardı.

İzah: Allah’u Teâlâ bu âyetlerde; takvâ sahibi zâtların özelliklerini saymaktadır. Bu zâtların geceleri az uyuyarak teheccüd namazı, zikir ve istiğfar ile ibâdet ettiklerini, ayrıca çok cömert olduklarını da beyan etmektedir.

Teheccüd zamanı ve ibâdeti hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

أَقْرَبُ مَا يَكُونُ الرَّبُّ مِنَ الْعَبْدِ فِي جَوْفِ اللَّيْلِ الْآخِرِ فَإِنْ اسْتَطَعْتَ أَنْ تَكُونَ مِمَّنْ يَذْكُرُ اللّٰهَ فِي تِلْكَ السَّاعَةِ فَكُنْ (ت عمرو بن عبسة)

″Rabb Teâlâ’nın, kula en yakın olduğu vakit, gecenin son yarısı olan teheccüd zamanıdır. O saatte zikrullah edenlerden olabilirsen ol.″[1]

Teheccüd namazı hakkında Ebû Hüreyre Radiyallâhu anhu’dan nakledilen Hadis-i Şerif’te, şöyle buyrulmuştur:

سُئِلَ أَيُّ الصَّلَاةِ أَفْضَلُ بَعْدَ الْمَكْتُوبَةِ وَأَيُّ الصِّيَامِ أَفْضَلُ بَعْدَ شَهْرِ رَمَضَانَ فَقَالَ أَفْضَلُ الصَّلَاةِ بَعْدَ الصَّلَاةِ الْمَكْتُوبَةِ الصَّلَاةُ فِي جَوْفِ اللَّيْلِ وَأَفْضَلُ الصِّيَامِ بَعْدَ شَهْرِ رَمَضَانَ صِيَامُ شَهْرِ اللّٰهِ الْمُحَرَّمِ (م عن ابى هريرة)

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’e farz namazlardan sonra en efdal namaz hangisidir? Ve Ramazan ayından sonra tutulan en efdal oruç hangisidir?″ diye soruldu. Buyurdu ki: ″Farz namazlardan sonra en efdal namaz, gece namazıdır. Ramazan ayından sonraki en efdal oruç da, Allah’ın ayı Muharrem’de tutulan oruçtur.″[2]

Âyette geçen istiğfar hakkında da Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

ثَلَاثَةٌ مَعْصُومُونَ مِنْ شَرِّ اِبْلِيسَ وَجُنُودِهِ: اَلذَّاكِرُونَ اللّٰهَ كَثِيرًا بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْمُسْتَغْفِرُونَ بِالْاَسْحَارِ وَالْبَاكُونَ مِنْ خَشْيَةِ اللّٰهِ (ابو الشيخ فى الثواب عن ابن عباس)

″Üç şey kimde var ise şeytanın ve yardımcılarının şerrinden kurtulmuştur. Zikrullahı gece gündüz çok edenler. Seher vakti (Estağfirullah el-Azîm, diye) istiğfar edenler. Allah korkusundan ağlayanlar.″[3]

Ayrıca cömertlik hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

اَلْجَاهِلٌ سَخِيٌّ أَحَبُّ إِلَى اللّٰهِ مِنْ عَابِدٍ بَخِيلٍ (ت عن ابى هريرة)

″Cömert olan câhil, cimri olan abidden Allah’a daha sevgilidir.″[4]

Abdullah İbn-i Amr Radiyallâhu anhu’dan nakledilen Hadis-i Şerif’te de şöyle buyrulmuştur:

إِنَّ فِي الْجَنَّةِ غُرْفَةً يُرَى ظَاهِرُهَا مِنْ بَاطِنِهَا وَبَاطِنُهَا مِنْ ظَاهِرِهَا فَقَالَ أَبُو مُوسَى الْأَشْعَرِيُّ لِمَنْ هِيَ يَا رَسُولَ اللّٰهِ قَالَ لِمَنْ أَلَانَ الْكَلَامَ وَأَطْعَمَ الطَّعَامَ وَبَاتَ لِلَّهِ قَائِمًا وَالنَّاسُ نِيَامٌ (حم عن عبد اللّٰه بن عمرو)

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: Şüphesiz Cennette öyle odalar vardır ki, dışı içinden, içi dışından görülür″ buyurdu. Ebû Mûsâ el-Eş’arî Radiyallâhu anhu: ″Yâ Resûlallah! Bu odalar kimin içindir?″ diye sorunca, şöyle buyurdu: ″Bu odalar sözü yumuşak söyleyen, yemek yediren, insanlar uyurken geceleyin Allah için ibâdet edenler içindir.″[5]


[1] Sünen-i Tirmizî Daavât 7.

[2] Sahih-i Müslim, Sıyam 38 (202, 203).

[3] Râmûz’ul-Ehâdîs, 266/1.

[4] Sünen-i Tirmizî, Birr 40; Kenz’ül-İrfan, Hadis No: 374, 376.

[5] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 6326, 21831.