İSRÂ SÛRESİ

﴿ وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسٰى تِسْعَ اٰيَاتٍ بَيِّنَاتٍ فَسْـَٔلْ بَن۪ٓي اِسْرَٓا ئ۪لَ اِذْ جَٓاءَهُمْ فَقَالَ لَهُ فِرْعَوْنُ اِنّ۪ي لَاَظُنُّكَ يَا مُوسٰى مَسْحُورًا ﴿١٠١﴾

101. Yemin olsun ki, Mûsâ’ya dokuz açık mûcize verdik. Ey Resûlüm! İsrailoğullarına sor. Mûsâ onlara geldiği vakit, Firavun ona: ″Ey Mûsâ! Ben seni sihirbaz zannediyorum″ demişti.

İzah: Bu Âyet-i Kerîme’de geçen dokuz açık mûcizeden maksat, Firavun ve adamlarına karşı, Mûsâ Aleyhisselâm’a verilen dokuz mûcize olup bunlar sırası ile şöyledir:

″Âsâ, parlayan el, tufan, çekirge, haşerât, kurbağa, kan, kıtlık yılları ve ürün eksikliği.″[1]

Bu husus Sûre-i Neml, Âyet 12’de de şöyle geçmektedir:

″Sana verilen dokuz mûcizeden biri olarak, elini koynuna sok, gözleri kamaştıracak sûrette parlak çıkar. Firavun ve kavmine git. Çünkü onlar fâsık bir kavimdir.″

Hz. Mûsâ’nın, Firavun ve taraftarlarının dışında, İsrailoğullarına getirdiği birçok mûcize daha vardır. Âsâsını taşa vurarak su fışkırtması, çölde İsrailoğullarını bulutla gölgelendirmesi, gökten üzerlerine bıldırcın eti ve kudret helvası inmesi bu mûcizelerdendir.


[1] Bu mûcizeler ile ilgili âyetler için Sûre-i Bakara, Âyet 60; Sûre-i Âraf, Âyet 107, 130, 133 ve Sûre-i Şuarâ, Âyet 33’e bakınız.