A’RÂF SÛRESİ

﴿ وَاِذَا قُرِئَ الْقُرْاٰنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ ﴿٢٠٤﴾

204. Ey îman edenler! Kur’ân okunduğu vakit, dinleyin ve sukût edin ki, Allah’ın rahmetine nâil olasınız.

İzah: Bu Âyet-i Kerîme’ye göre, Kur’ân okunduğu zaman, onu duyar duymaz; hemen sesi kesip dinlemek bütün Mü’minler üzerine farzdır. Bundan dolayıdır ki, Kur’ân’ı okumak sünnet, dinlemek ise farzdır.

Bu hususta Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ اسْتَمَعَ إِلَى آيَةٍ مِنْ كِتَابِ اللّٰهِ تَعَالَى كُتِبَ لَهُ حَسَنَةٌ مُضَاعَفَةٌ وَمَنْ تَلَاهَا كَانَتْ لَهُ نُورًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ (حم عن ابى هريرة)

″Her kim, Allah’ın kitabından bir âyet dinlerse, onun için kat kat sevap yazılır. Her kim onu okursa, mahşer günü kendisi için bir nûr olur.″[1]

Yine bu hususta Abdullah İbn-i Mes’ud Radiyallâhu anhu, şu hâdiseyi anlatmaktadır:

قَالَ لِي رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اقْرَأْ عَلَيَّ الْقُرْآنَ قَالَ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللّٰهِ أَقْرَأُ عَلَيْكَ وَعَلَيْكَ أُنْزِلَ قَالَ إِنِّي أَشْتَهِي أَنْ أَسْمَعَهُ مِنْ غَيْرِي فَقَرَأْتُ النِّسَاءَ حَتَّى إِذَا بَلَغْتُ {فَكَيْفَ إِذَا جِئْنَا مِنْ كُلِّ أُمَّةٍ بِشَهِيدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلَى هَؤُلَاءِ شَهِيدًا} رَفَعْتُ رَأْسِي أَوْ غَمَزَنِي رَجُلٌ إِلَى جَنْبِي فَرَفَعْتُ رَأْسِي فَرَأَيْتُ دُمُوعَهُ تَسِيلُ (م عن عبد اللّٰه)

Bir defasında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem bana: ″Kur’ân oku″ diye buyurdu. Ben de: ″Yâ Resûlallah! Kur’ân, sana indirildiği halde, ben onu sana nasıl okurum?″ deyince, buyurdu ki: ″Ben, Kur’ân’ı başkasından işitmeyi çok severim.″ Bunun üzerine ben de Nisâ Sûresi’ni okumaya başladım. Nihâyet: ″Ey Habîbim! Her ümmetten (Peygamber-lerini) bir şâhit olarak getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şâhid olarak getirdiğimiz vakit, onların hâli nasıl olacaktır?″ mealindeki Sûre-i Nisâ, Âyet 41’e ulaşınca, başımı kaldırdım yahut birisi yanımı dürttü de başımı kaldırdım. Gördüm ki, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’in gözyaşları akıyordu.[2]


[1] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 8138.

[2] Sahih-i Müslim, Salat’ul-Musafirin 40 (247 Sahih-i Buhârî Muhtasarı, Tecrid-i Sarih, Hadis No 1693.