İBRÂHÎM SÛRESİ

﴿ يَوْمَ تُبَدَّلُ الْاَرْضُ غَيْرَ الْاَرْضِ وَالسَّمٰوَاتُ وَبَرَزُوا لِلّٰهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ ﴿٤٨﴾

48. O gün yer başka yere, gökler de başka göklere çevrilir ve insanlar, bir ve her şeye hâkim olan Allah’ın huzuruna çıkarlar.

İzah: Bu Âyet-i Kerîme ile ilgili olarak Sevban Radiyallâhu anhu şu hâdiseyi nekletmiştir:

Ben, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’in yanında ayakta duruyordum. Derken Yahudi bilginlerinden biri geldi. ″Esselâmu aleyke Yâ Muhammed!″ dedi. Ben onu bir ittim ki, neredeyse yere yıkılacaktı. ″Beni niçin itiyorsun?″ dedi. ″Niçin Yâ Resûlallah! demedin?″ dedim. Yahudi: ″Biz onu ancak ailesinin vermiş olduğu ismiyle çağırıyoruz″ dedi. Bunun üzerine Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Benim ismim, ailemin bana vermiş olduğu Muhammed’dir″ diye buyurdu. Sonra Yahudi: ″Sana bâzı şeyler sormak için geldim″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem de ona hitâben: ″Eğer sana söylersem, söylediğim herhangi bir şey sana fayda verir mi ki?″ dedi. O da: ″Kulaklarımla duyarım″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem yanında bulunan bir değnekle yere birtakım çizgiler çizerek tefekkür eder bir halde; ″Sor″ dedi. Yahudi:

أَيْنَ يَكُونُ النَّاسُ {يَوْمَ تُبَدَّلُ الْأَرْضُ غَيْرَ الْأَرْضِ وَالسَّمَوَاتُ} فَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ هُمْ فِي الظُّلْمَةِ دُونَ الْجِسْرِ ... (م عن ثوبان)

″O gün yer başka yere, gökler de başka göklere çevrildiği vakit, insanlar nerede olacaktır?″ diye sordu. Bunun üzerine Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Köprünün (sırat köprüsünün) beri tarafında karanlık içerisinde olacaklar″ diye cevap verdi. Yahudi: ″İnsanların sırat köprüsünü ilk geçeni kimdir?″ diye sordu. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Muhâcirlerin fakirleridir″ buyurdu. Yahudi: ″Onlar, Cennete girerken kendilerine verilecek olan hediyeleri nedir?″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Balık ciğerinin bir kenarıdır″ buyurdu. Bunun ardından: ″Onların gıdaları nedir?″ dedi. ″Cennetin etrafından yemekte bulunan Cennet öküzü onlar için boğazlanır″ buyurdu. Bu yemek üzerine: ″Onların içeceği nedir?″ diye sorunca da, Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Cennette, Selsebil ismi verilen bir pınardandır″ buyurdu. Yahudi: ″Doğru söyledin″ dedi ve sözüne devamla dedi ki: ″Sana yer ehlinden kimsenin bilemeyeceği, ancak bir Peygamberin yahut bir iki kişinin bilebileceği bir şeyi sormak için geldim″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Sana cevabı söylersem, bu söylemem sana menfaat verir mi?″ diye buyurdu. O da: ″Kulaklarımla duyarım″ dedi ve konuşmasına şöyle devam etti: ″Sana çocuğun mahiyetinden soruyorum?″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Erkeğin suyu beyazdır, kadının suyu sarıdır. Bu ikisi birleştikleri zaman erkeğin menisi, kadının menisine gâlip gelirse, Allah’ın izniyle erkek çocuk meydana getirirler. Kadının menisi erkeğin menisine gâlip gelirse yine Allah’ın izniyle kız çocuğu meydana getirirler″ buyurdu. Bunun üzerine Yahudi: ″Yemin ederim ki, sen doğru söyledin ve yine yemin ederim ki sen muhakkak bir Peygambersin″ dedi ve sonra ayrılıp gitti. Daha sonra Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Bu kişi sormak istediği şeyleri bana sormuştur. Halbuki o sorulardan hiçbirinin cevabını bilmiyordum. Nihâyet o soruların cevabını bana Allah’u Teâlâ bildirdi″ diye buyurdu.[1]

Allah’u Teâlâ yeri, göğü ve kainâtı tamamen yok edip, daha sonra yeryüzünü yeniden yaratarak orada mahşer yerinin kurulacağından bahsetmektedir.

Bu hususta da Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

يُحْشَرُ النَّاسُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَى أَرْضٍ بَيْضَاءَ عَفْرَاءَ كَقُرْصَةِ النَّقِيِّ لَيْسَ فِيهَا عَلَمٌ لِأَحَدٍ (خ م عن سهل بن سعد)

″Mahşer günü insanlar, beyaz, duru beyaz ve kepekten arınmış undan yapılan çörek gibi bir saha üzerinde toplanırlar. Orada bir kimseye yol gösterecek hiçbir alâ­met yoktur.″[2]


[1] Sahih-i Müslim, Hayz 8 (34).

[2] Sahih-i Buhâri, Rikâk 44; Sahih-i Müslim, Sıfat-ı Kıyâmet 2 (28).