EN’ÂM SÛRESİ

﴿ فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِه۪ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ اَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍۜ حَتّٰٓى اِذَا فَرِحُوا بِمَٓا اُو۫تُٓوا اَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً فَاِذَا هُمْ مُبْلِسُونَ ﴿٤٤﴾ فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذ۪ينَ ظَلَمُواۜ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿٤٥﴾

44-45. Kendilerine söylenilen öğüt ve tehditleri unuttukları vakit, Biz de onlara (istidrâcen dünyâ nîmetlerinden) her şeyin kapılarını açtık. Nihâyet kendilerine verilen şeyler ile mesrur oldukları vakit, onları ansızın yakaladık. Artık o anda, bütün ümitlerini yitirdiler.* İşte böyle o zulmeden topluluğun kökü kesildi. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun!

İzah: Bu âyetlerle ilgili olarak Ukbe b. Âmir Radiyallâhu anhu’dan şu Hadis-i Şerif nakledilmiştir:

إِذَا رَأَيْتَ اللّٰهَ يُعْطِي الْعَبْدَ مِنَ الدُّنْيَا عَلَى مَعَاصِيهِ مَا يُحِبُّ فَإِنَّمَا هُوَ اسْتِدْرَاجٌ ثُمَّ تَلَا رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ {فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِهِ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ أَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍ حَتَّى إِذَا فَرِحُوا بِمَا أُوتُوا أَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً فَإِذَا هُمْ مُبْلِسُونَ} (حم عن عقبة بن عامر)

Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Eğer Allah’u Teâlâ’nın bir kula günahlarına karşılık hâlâ sevdiği şeyleri verdiğini görürsen, bil ki bu istidraçtır″ buyurdu ve Sûre-i En’âm, Âyet 44 ve 45’i okudu.[1]


[1] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 16673; Rudânî, Cem’ul-Fevâid, Hadis No: 6944.