İSRÂ SÛRESİ

﴿ وَاٰتِ ذَا الْقُرْبٰى حَقَّهُ وَالْمِسْك۪ينَ وَابْنَ السَّب۪يلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذ۪يرًا ﴿٢٦﴾ اِنَّ الْمُبَذِّر۪ينَ كَانُٓوا اِخْوَانَ الشَّيَاط۪ينِۜ وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِرَبِّه۪ كَفُورًا ﴿٢٧﴾

26-27. Akrabaya, miskinlere ve yolda kalmış gariplere hakkını ver. Ve (israf ederek) malını saçıp savurma.* Şüphesiz ki malını saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise, Rabbine karşı çok nankördür.

İzah: Sûre-i İsrâ, Âyet 26 ile ilgili olarak Enes b. Mâlik Radiyallâhu anhu’dan şu Hadis-i Şerif nakledilmiştir:

أَتَى رَجُلٌ مِنْ بَنِي تَمِيمٍ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللّٰهِ إِنِّي ذُو مَالٍ كَثِيرٍ وَذُو أَهْلٍ وَوَلَدٍ وَحَاضِرَةٍ فَأَخْبِرْنِي كَيْفَ أُنْفِقُ وَكَيْفَ أَصْنَعُ فَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ تُخْرِجُ الزَّكَاةَ مِنْ مَالِكَ فَإِنَّهَا طُهْرَةٌ تُطَهِّرُكَ وَتَصِلُ أَقْرِبَاءَكَ وَتَعْرِفُ حَقَّ السَّائِلِ وَالْجَارِ وَالْمِسْكِينِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللّٰهِ أَقْلِلْ لِي قَالَ فَآتِ ذَا الْقُرْبَى حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا فَقَالَ حَسْبِي يَا رَسُولَ اللّٰهِ إِذَا أَدَّيْتُ الزَّكَاةَ إِلَى رَسُولِكَ فَقَدْ بَرِئْتُ مِنْهَا إِلَى اللّٰهِ وَرَسُولِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَعَمْ إِذَا أَدَّيْتَهَا إِلَى رَسُولِي فَقَدْ بَرِئْتَ مِنْهَا فَلَكَ أَجْرُهَا وَإِثْمُهَا عَلَى مَنْ بَدَّلَهَا (حم عن انس بن مالك(

Temimoğullarından bir adam Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem’e geldi ve ″Yâ Resûlallah! Ben, çok malı olan, çoluk çocuğu bulunan ve mülkü olan birisiyim. Bana, bunları nasıl harcayacağımı ve ne yapacağımı söyle″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem ona şöyle buyurdu: ″Eğer malın varsa zekâtını vereceksin. Zîrâ zekât, seni temizleyen bir temizleme vâsıtasıdır. Akrabana iyilikte bulunacaksın, isteyenin, komşunun ve yoksulun hakkını gözeteceksin.″ Adam: ″Yâ Resûlallah! Bunu benim için biraz azalt″ dedi. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem de bunun üzerine; ″Akrabaya, miskinlere ve yolda kalmış gariplere hakkını ver″[1] diye geçen âyeti okudu. Adam: ″Yâ Resûlallah! Zekâtı senin memuruna verirsem, Allah’a ve Resûlüne karşı onun sorumluluğundan kurtulabilir miyim?″ dedi. Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem: ″Evet, onu benim memuruma verirsen, onun sorumluluğundan kurtulmuş olursun. Senin için ondan dolayı sevap da vardır. Onu senden alan, onda herhangi bir değişiklik yapacak olursa, onun günahı ona aittir″ buyurdu.[2]

Yine israf hakkında Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

كُلُوا وَاشْرَبُوا وَتَصَدَّقُوا وَالْبَسُوا فِي غَيْرِ مَخِيلَةٍ وَلَا سَرَفٍ إِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ أَنْ تُرَى نِعْمَتُهُ عَلَى عَبْدِهِ (حم ك هب عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده)

″Yiyin, için, tasadduk edin ve giyinin. Ancak kibirlenmeyin ve israf etmeyin. Şüphesiz ki Allah’u Teâlâ, nîmetinin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever.″[3]

﴿ وَلَا تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُولَةً اِلٰى عُنُقِكَ وَلَا تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُومًا مَحْسُورًا ﴿٢٩﴾

29. Sakın eli boynuna bağlanmış gibi cimri olma. İsrafa dalarak da elini tamamen açma. Sonra kınanmış ve pişman bir vaziyette kalmış olursun.

İzah: Bu Âyet-i Kerîme, cimrilik yaparak hiçbir harcama yapmamayı menetmekte, israfa dalarak savurgan olmayı yasaklamakta ve itidalli davranmayı beyan etmektedir. Fakat bir kimse Allah yoluna dilediği kadar harcama yapabilir. Nitekim Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem eline ne geçerse, ertesi güne saklamaz, Allah için dağıtır, infak ederdi. Hz. Ebû Bekir’in yaptığı gibi Ashâb-ı Kirâm’dan çok kimse Allah yolunda mallarını infak ederdi. Ancak bu zâtlar, kendisi ve ehli için harcama yaparlarken de itidalli olurlardı.

Cömert ve cimri hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَا مِنْ يَوْمٍ يُصْبِحُ الْعِبَادُ فِيهِ إِلَّا مَلَكَانِ يَنْزِلَانِ فَيَقُولُ أَحَدُهُمَا اللّٰهُمَّ أَعْطِ مُنْفِقًا خَلَفًا وَيَقُولُ الْآخَرُ اللّٰهُمَّ أَعْطِ مُمْسِكًا تَلَفًا (خ م عن ابى هريرة(

″Her gün kullar sabahleyin kalktığında, mutlaka beraberlerinde gökten iki melek iner. Bunlardan biri: ″Allah’ım! İnfak edenin malını artır″ der. Diğeri de: ″Allah’ım! Cimrilik edenin malını yok et″ der.″[4]


[1] Sûre-i İsrâ, Âyet 26.

[2] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 11945.

[3] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 6421; Hâkim, Müstedrek, Hadis No: 7295; Beyhakî, Şuab’ul Îman, Hadis No: 4395; Ayrıca bakınız: Sahih-i Buhârî, Libas 1.

[4] Sahih-i Buhârî, Zekât 27; Sahih-i Müslim, Zekât 18 (57).