RA’D SÛRESİ

﴿ وَالَّذ۪ينَ صَبَرُوا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَؤُ۫نَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِۙ ﴿٢٢﴾ جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَٓائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالْمَلٰٓئِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍۚ ﴿٢٣﴾ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِۜ ﴿٢٤﴾

22-24. O hâlis akıl sahipleri ki, Rablerinin rızâsı için sabrederler, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak ederler ve kötülüğe karşılık iyilik ederler. İşte güzel âkıbet onlar içindir.* Adn Cennetleri onlar içindir, oraya girerler. Babalarından, zevcelerinden ve evlatlarından sâlih olanlar kendileriyle beraber olur. Melekler de her kapıdan yanlarına varırlar*ve sabrettiğinizden dolayı, ″Size selâm olsun. Bu ne güzel âkıbettir!″ derler.

İzah: Nefislerini ıslah edip sabreden, farz ve nâfile namazlara devam eden, rızıklarından gizli ve aşikar dağıtan ve kendilerine kötülük yapılsa dahi onların ıslahı için iyilikle muâmele eden muhsinler için büyük mükâfatlar vardır.

Kendilerine yapılan kötülüğe iyilikle muâmele edenler hakkında Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

أَشَدُّكُمْ مَنْ غَلَبَ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَبِ وَأَحْلَمُكُمْ مَنْ عَفَا عِنْدَ الْقُدْرَةِ (ابن أبي الدنبا عن علي(

″Sizin en kuvvetliniz, gazap hâlinde öfkesini yenen, en hâliminiz de intikam alma imkânına sahip iken affedeninizdir.″[1]

Adn Cennetleri hakkında geniş bilgi için de Sûre-i Tevbe âyet 72 ve izahına bakınız.


[1] Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 71/15.