MERYEM SÛRESİ

﴿ وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ اِدْر۪يسَۘ اِنَّهُ كَانَ صِدّ۪يقًا نَبِيًّاۗ ﴿٥٦﴾ وَرَفَعْنَاهُ مَكَانًا عَلِيًّا ﴿٥٧﴾

56-57. Ey Resûlüm! Kitapta (Kur’ân’da), İdris’e dair anlattıklarımızı da zikret. O, sıddîk ve Nebî idi.* Onu yüce bir mekâna yükselttik.

İzah: Şit Aleyhisselâm’dan sonra İdris Aleyhisselâm’a Peygamberlik ve otuz sayfadan oluşan suhuf verilmişti. Terzilik sanatını ve cihat için harp aletini o icat etmiştir. Kalemle yazanların ilki de odur.[1]

İdris Aleyhisselâm hakkında nakledilen bir Hadis-i Şerif’te şu hâdise anlatılmıştır:

Azrâil Aleyhisselâm, Allah’ın emri ile İdris Aleyhisselâm ile arkadaş oldu. Azrâil Aleyhisselâm, insan sûretinde onu ziyaret etti. Üç gün sohbet ettiler, yemek zamanında ayrılırlardı. İdris Aleyhisselâm anladı ki insan değildir. Azrâil Aleyhisselâm olduğunu anlayınca, ″Yoksa ruhumu almak için bir emir mi aldın?″ diye sordu. O da: ″Şâyet öyle bir emir almış olsaydım, seni bu zamana kadar bekletmezdim″ dedi. Bunun üzerine İdris Aleyhisselâm: ″Senden bir isteğim vardır. Önce ruhumu al, ölüm acısını tadayım, sonra geri dirileyim″ dedi. Azrâil Aleyhisselâm, onun ricâsı ve Allah’ın emri ile ruhunu aldı. O, tekrar Allah’ın emri ile dirildi. Azrâil Aleyhisselâm: ″Bundan muradın neydi?″ diye sorunca, İdris Aleyhisselâm: ″Ölümün acısını bilip, ibâdeti daha çok edeyim, dedi.[2]

İdris Aleyhisselâm, yine Allah’a yalvardı. Beni semâvata ilet, Cenneti ve Cehennemi göreyim, dedi. Allah’u Teâlâ Cebrâil’e emretti. Her yeri gezdi, en son Cennete girdi. Cebrâil Aleyhisselâm: ″Cennetten çık″ deyince, İdris Aleyhisselâm, ″Çıkmam″ dedi. Cebrâil Aleyhisselâm: ″Niçin çıkmıyorsun?″ deyince de, İdris Aleyhisselâm:″Ben öldüm ve geri dirildim. Allah’ın vaadi var, ölüp Cennete giren geri çıkmaz, ebedî kalır. Ben burada ebedî kalırım″ dedi. Bunun üzerine Cebrâil Aleyhisselâm: ″Ne emir buyurursun Yâ Rabbi!″ diye sordu. Allah’u Teâlâ da: ″Vaadim haktır. Bırak onu Cennette kalsın ve Cennete girecek olan kişilerin elbiselerini (hulle) diksin″ buyurdu.[3] Şimdi oradadır ve Cennet ehline elbise diker. Yunus Emre Hazretleri bir kasidesinde onun hakkında şöyle buyurmaktadır:

Kimler yiyip kimler içer, Melekler hem rahmet saçar,

İdris Nebî hulle biçer, Subhânallâh deyu deyu.

Allah’u Teâlâ’nın hikmetiyle ölmeyerek hayatta olup çok uzun yıllar yaşayan kişiler vardır. Bunlardan bilinenler şunlardır: Îsâ Aleyhisselâm, ölmemiştir, semâda ikinci kat göktedir, kıyâmete yakın bir zamanda yeryüzüne inerek Muhammed Sallallâhu aleyhi ve sellem’in ümmeti olacaktır. İdris Aleyhisselâm da Cennette yaşamaktadır. Hz. İlyas da hâlen hayatta olup yaşamaktadır. Ashâb-ı Kehf de dünyâda hâlâ hayatta, uyku hâlinde olup yaşamaktadır. Hızır Aleyhisselâm da hâlen hayatta olup yaşamaktadır. İşte bunlar Allah’u Teâlâ’nın hikmetlerindendir. Bunlar da nihâyetinde kıyâmetten önce mutlaka öleceklerdir. Bu gibi hâdiseler akla ve mantığa sığmaz, ancak îmana sığar.


[1] Râmûz’ul-Ehâdis, s. 159/3.

[2] İmam Suyûti, ed-Dürr’ül-Mensûr, c. 10, s. 96-98.

[3] Meâric’ün-Nübüvve, Altıparmak (Peygamberler Tarihi), c. 1, 1. Rükün, s. 51-52.