CUMA SÛRESİ

﴿ هُوَ الَّذ۪ي بَعَثَ فِي الْاُمِّيّ۪نَ رَسُولًا مِنْهُمْ يَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِه۪ وَيُزَكّ۪يهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَۗ وَاِنْ كَانُوا مِنْ قَبْلُ لَف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍۙ ﴿٢﴾

2. Ümmîlere (okuma yazma bilmeyenlere), kendi içlerinden onlara Allah’ın âyetlerini okuyan ve onları günahlardan temizleyen ve kendilerine kitabı ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderen O‘dur. Halbuki onlar, evvelce apaçık bir sapıklık içindeydiler.

İzah: Bu âyette Ashâb-ı Kirâm’a, okuma yazma bilmeyenler diye hitap edilmesinin sebebi, onların tamamına yakınının okuma yazmayı bilmemesinden dolayıdır. Nitekim Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem de ümmî olup okuma yazma bilmemekteydi.

Yine Âyet-i Kerîme’de: ″Kitabı ve hikmeti öğreten diye buyrularak, iki ayrı ilimden bahsedilmektedir. Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

اَلْعِلْمُ عِلْمَانِ فَعِلْمٌ ثَابِتٌ فِى الْقَلْبِ فَذَاكَ الْعِلْمُ النَّافِعُ وَعِلْمٌ فِى اللِّسَانِ فَذَاكَ حُجَّةُ اللّٰهِ عَلَى عِبَادِهِ (ابو نعيم عن انس)

″İlim ikidir: Biri kalpte sâbittir. İşte en faydalı olan ilim (Hikmet ve Ledün ilmi) budur. Bir ilim de lisândaki ilimdir (kitaptır). Bu da Allah’u Teâlâ’nın kullarına hüccetidir (delilidir).[1]

Bu hususta geniş bilgi için Sûre-i Bakara, Âyet 151 ve izahına bakınız.


[1] Râmûz’ul-Ehâdîs, s. 223/2; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, Hadis No: 60.