﴿ وَمَٓا اَفَٓاءَ اللّٰهُ عَلٰى رَسُولِه۪ مِنْهُمْ فَمَٓا اَوْجَفْتُمْ عَلَيْهِ مِنْ خَيْلٍ وَلَا رِكَابٍ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يُسَلِّطُ رُسُلَهُ عَلٰى مَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ ﴿٦﴾ ﴾
6. Allah’u Teâlâ’nın, onların mallarından Resûlüne verdiği fey’i elde etmek için, at ve deve sürmediniz. Lâkin Allah’u Teâlâ, Resullerini dilediği kimselere musallat eder ve Allah’u Teâlâ her şeye kâdirdir.
İzah: Âyet-i Kerîme’de geçen ″Fey’″, şeriatta; Allah’ın yardımıyla Mü’minlerin kâfirlerden harp yapmadan aldığı mallardır. Bu hâliyle fey’, ganîmetten farklıdır. Çünkü ″Ganîmet″, kâfirlerden savaşarak alınan mallardır.
Bu Âyet-i Kerîme’de Allah’u Teâlâ: ″Ey Müslümanlar! Siz bu Yahudilerden kalan malları savaş yaparak almadınız. Yani ne at, ne de deve sürmediniz″ diyerek savaşmadan onlardan kalan mallara sahip olduklarını beyan etmektedir.