RÛM SÛRESİ

﴿ وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٢١﴾

21. Meyil ve ülfet etmeniz için, kendinizden size zevceler yaratması da O’nun varlığını ve kudretini gösteren delillerindendir. Allah’u Teâlâ, kadınlarla erkekler arasında izdivaç sebebiyle sevgi ve merhamet yarattı. Şüphesiz bunda, tefekkür eden bir topluluk için elbette ibretler vardır.

İzah: Bu Âyet-i Kerîme’de:Kendinizden size zevceler yaratması″ diye geçen ifade; Allah’u Teâlâ’nın, Havva annemizi ceset olarak Âdem Aleyhisselâm’dan yaratmasıdır. Bu hususta Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

اسْتَوْصُوا بِالنِّسَاءِ فَإِنَّ الْمَرْأَةَ خُلِقَتْ مِنْ ضِلَعٍ وَإِنَّ أَعْوَجَ شَيْءٍ فِي الضِّلَعِ أَعْلَاهُ فَإِنْ ذَهَبْتَ تُقِيمُهُ كَسَرْتَهُ وَإِنْ تَرَكْتَهُ لَمْ يَزَلْ أَعْوَجَ فَاسْتَوْصُوا بِالنِّسَاءِ (خ م عن ابى هريرة)

″Size kadınlar hakkında hayırlı olmanızı vasiyet ederim. Çünkü kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri kısmı üst tarafıdır. Onu doğrultmaya kalkarsan kırarsın, kendi hâline bırakırsan da sürekli olarak eğri kalır. Onun için kadınlar hakkında hayırlı olmanızı vasiyet ederim.″[1]

Sûre-i Bakara, Âyet 228’de de Allah’u Teâlâ şöyle buyurmuştur:

″… Kocaların kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da kocaları üzerinde hakları vardır. Fakat kocanın hakkı bir derece daha üstündür. Allah’u Teâlâ her şeye gâliptir, hüküm ve hikmet sahibidir.″

Rivâyete göre; adamın biri, Hz. Ömer’e hanımını şikâyete geliyordu. Hz. Ömer’in kapısına geldiği zaman, hanımı Ümmü Gülsüm’ün Hz. Ömer’e bağırıp çağırdığını duydu. Adam kendi kendine şöyle dedi:

- Ben hanımımı şikâyete geldim. Ama onun da başında aynı sıkıntı var. Dönerken, Hz. Ömer onu çağırdı ve niçin geldiğini sordu. Adam şöyle dedi: ″Ben hanımımı şikâyete gelmiştim; ama duyacağımı duyduktan sonra vazgeçtim″ Bunun üzerine, Hz. Ömer dedi ki:

- Onun bende bâzı hakları var, onun için söylediği şeylerin hepsine aldırış etmiyorum. Şöyle ki: O ateşle aramda bir perdedir. Kalbim onunla sükûnet bulur. Harama dalmam. O benim için bir hazinedardır. Evimden çıkınca, malımın bekçiliğini yapar, korur. O, çamaşırcımdır; elbisemi yıkar. Çocuğumun sütannesidir. O, bana ekmek pişirir, yemek yapar.

Bunu dinleyen adam: ″Sana yapılan, bana da yapılıyor. Sen hoş görüp geçtikten sonra, ben de hoş görüp geçerim″ dedi.[2]

Bu hususta Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

خَيْرُكُمْ خَيْرُكُمْ لِأَهْلِهِ وَأَنَا خَيْرُكُمْ لِأَهْلِي (ه عن ابن عباس)

″Sizin en hayırlınız ailesine en hayırlı olanınızdır. Ben, ailesine en hayırlı olanınızım.″[3]


[1] Sahih-i Buhârî, Enbiyâ 1, Nikah 80; Sahih-i Müslim, Radâ 18 (60).

[2] Tenbih’ül-Gafilîn, Bustân’ül-Ârifîn, s. 604-605.

[3] Sünen-i İbn-i Mâce, Nikah 50.